İnsani gerçeklerin ötesinde çiçek böcek mutluluk oyunları ve anlık mutluluk satın almak için bütçesinde delikler açanlar için sevindirici ve bunu hayat beklentisi haline getirenler içinse gerçekten züppece bir travmadır Sevgililer Günü!..
Senelerce televizyon ve sinema, hatta klasik olmuş romanlar dahi; en büyük görevleri sanki bizlere ütopik zenginlik, aşk umut tacirliği yapmakmış gibi uyutmasına izin vermek yerine silkelenip, hayatın gerçeklerini irdelemeye başladığımızda, nasıl mağdur hissi geliştirmişiz veya nasıl kendimizi değersizleştirmişiz gibi farkındalıklara sahip olmaya başlarız.
Birine bir konu hakkında fikrinizi ifade edememişseniz, veya aslında tarafından ilgi ve sevgi görmeye ihtiyacım var demek yerine saçma bir sebepten kavgaya tutuşmuşsanız, ertesi günlerde en hafifinden bir boğaz ağrısı yaşamanız doğaldır.
Kimse sizi daha çok sevsin diye uğraşmayın çünkü zaten hiçbir çabanız olmasa da sevilirsiniz veya ağzınızla kuş tutsanız da sevilmeyeceksinizdir. Tabii bir damla su sürekli yıllarca kayanın aynı noktasına damlamayı sürdürürse kaya ikiye ayrılır tezinden yola çıkıyorsanız o başka…
Her özel gün ve bayram satıcıların hevesle beklediği, yıllık satışlarını katlamayı umdukları zamanlardır. Her defasında, bir önceki yıldan daha farklı ve daha kâr bırakan ürünler sunmayı hedeflerler. Yani tamamen duygusal J
En basitinden Öğretmenler, Sevgililer ve Anneler Günleri, sokak çiçekçilerinin dahi fiyatlarını yükselttikleri günlerdir.
İnsanlar bir yılın tek bir gününü özel diğerlerini sıradan hatta daha da düşük değerde koyuvermiş geçirdikleri bir takım ilişkiler içindeyseler, kendilerine dönüp samimiyetsizliklerini fark edebilirler ve düzeltmek adına neler yapabilirler diye düşünürler umuyorum.
Elbette gençlikte sevgilisi olanlar mum ışığı yemekler ve sürprizler ummakta yerden göğe dek haklı bulurlar kendilerini… Bir de yıllarını vermiş, saçını süpürge etmiş nice hanımlar vardır eşinden kötü bir söz duymadığı günü bayram sayanlar…
Kimileri de eş dost, hısım akraba can saydıklarını sevgili addederler. Bundan daha büyük mutluluk yok çok şükür sağlığımız yerinde, sevdiklerimiz bir aradayız derler…
Lütfen hayalinizde resmettiğiniz özel günler şemalarının hepsini teker teker zihninizden siliverin olur mu? Bu tıpkı başkasının sahnesinde, figüran olmak gibi, hep kendi başoyuncu olduğu sahneler kurgulamakla oyalanmak gibidir. Bu sildiğiniz kopyala yapıştır sahnelerin yerine kendinizi yaşamaya izin verin ve her sabah gözlerinizi açtığınız andan, gece uykuya dalacağınız ana dek olana şükretme alışkanlığı edinin, her an özel her an bayram, yataktan kalkıp terliğinizi giyebildiğiniz, aynada kendinizi görebildiğiniz, yardımla veya tek başımıza giyinebildiğiniz, nefes alabildiğiniz için… Her saniye salise, yutkunabildiğinize hatta terleyebildiğinize şükrederek, olana olması gerektiği gibi oluşundaki katkılarınızla var oluşunuzdaki değere sahip çıkın.
Çağın ve modern dünyanın koşullandırılmış yarın unutulası sevgi masallarından arınmış öz sevgiyi seçenlere ve bu farkındalığı arttırma yolundakilere sevgilerimle…