28 Haziran 2014 Cumartesi

söyleye söyleye anlamlarını mutasyona uğrattıklarımız!..

yani en iyisi kimseye seni seviyorum dememek  illa gerekliyse ve hatta mümkünse herkes önce lütfen kendini sevsin  kendini sevebildikçe bir başkasını da gerçekten sevebilir ve sevdiğini sandıklarını özgür bırakabiliyorsan gerçekten seviyorsundur

Sevgileri koşullara bağlayanlar..seviyorum diye canımızı yakanlar..hep talepkâr..hep fedakârlık bekleyenler..

Önce kendinize sonra karşınızdakilere yalanlarınız!.. Hisleri karşılarındakilere yaptırım uygulamak için kullananlar!.. 

Kimseyi sevemeyenler,aynada kendi gözlerine gerçekten bakıp kendilerini görme cesareti dahi olmayanlar !..

Her histe bir şekilcilik peşinde olanlar !..

Yaradan'la kul arasına dahi şartnameler koyanlar !...

Dürüst geçinenler!... Vee her şeyin en doğrusunu kendileri biliyorcasına ahkâm kesenler!..

Daha ucuzlatmayı başaramadığınız ne kaldı?.. 
Neyin ticaretini yapmayı atladınız?..

Toplum yararına derken bireyin kendi olması özgürlüğünü kısıtlayanlar!..

Aile önemlidir derken, gelişim ve değişimden korkanlar !..

Hani bir yer olsa ve o yere girebilmek için özel bir kapıdan geçilmesi gerekse, kapıdan geçenler iç dünyalarına göre mevkiilense..Sevgi tellallığı yapanlar, neyin neye göre olması gerektiğini savunanlar,o kapıdan girip te bir yere mevkiilenmek şöyle dursun,kapıdan dahi geçemeyeceklerdir!..

Tüm kitaplar bizi uyuşturmak ve belli model,kalıplara sığdırmak için yazılmamışlar mı?..

Kendim olmam için,belki de hiç bir öğretiye,hiç bir benden başkasına ihtiyacım yok!..

Kimilerinin dediğine göre,sevgi enerji, sevgi hormonlar, sevgi gönül işi..

Canım yanıyor!.. Dünyaya getirdiğim çocuklarımı sevdiğim için, beni dünyaya getiren annemden umduğum şevkati bulamadığım için, aşık olduklarım bana aşık olmadıkları için.. Canım yanıyor!.. Safsatalarla bu yaşa kadar beyhude geldiğim için!

Şimdi ne yapabileceğimi bilmiyorum!Sıfır noktası mı? Sıfır noktasının en dibi!

Zümrüt-ü anka gibi bu kez küllerimden yeniden doğar mıyım bilmiyorum.öldüğüm için derin bir üzüntü içindeyim.Ölümümü dışarıdan izliyor, İçerden ve dışarıdan hem kendime hem de dünyaya getirdiklerime ağlıyorum!onları da yalanlarla büyüttüğüm için..şimdi anlıyorum ki hiç bir şey has..salt gerçek değil! Zihnimizin oyunlarındayız..gerçekliğimiz kayıp!.. Biz kayıbız!..

İnsanların gözleriyle baktıklarını gönülleriyle görmesi ile ilmi ve bilimsel olarak görmesi birbirinden farklı mı ? kim kime göre beni betimleyebilir? Kim beni çözebildiğini iddia edebilir ?

Şu an ki çöküşüm ufacık bir şevkat ve sevgi gösterisine inanmaya hazırken! lanet mi olsun bana hala saf mıyım ? Şeytana pabucunu ters giydirebilecek bir zeka ve kötülüğe sahibim ve seçimimi iyi olma gayretinden yana kullandım! Yuh olsun bana!

Yüzümü ışıldatan insan,her zerremi ışıldatan insan!..Kaç insan şimdiye dek bu sıfatlara yaklaşabildi ?.. Üstelik vazgeçtiğim,pes ettiğim noktadayken,beni çekip çıkardı?Silkeledi? canıma okudu? ve yine yaşlar akarken bir yandan hala gülümseyiş sürebiliyor!  Belki de görevi buydu ve sırf bu sebeple hastanın doktoruna tutulduğu gibi ben de mıhlandım.yalan!..Henüz tanımazken tanıdığın biri..Uzaktan olmaz ki dediğin biri!..olasılıkları bol iken..ümit etmek..hayal kurmak..gerçek! çıplak gerçek! senin bildiğini biliyor mu? 
Sonsuz kereler sonsuz denemeler içinde neye hizmet ediyoruz? Ulaşmak ihtiyacında olduğumuz tek bir Yaradanımız! Her karşımıza çıkan gönlü tek bu ihtiyacımıza hismet ettiği kadar içselleştiriyoruz.

Bunun dışında sadece egomuzun şımarıklığı ve aşabilmemiz için kendi ruhumuzu kaç kere daha yakmamız..yanmamız gerekecek ?

Dünyevi saydığımız bizi sabah yatağımızdan kazıyarak çıkaran yükümlülüklerimiz beyhude gibi..Dünü dünden ders alamasak ta dünde bırakmalarımız,yarın için bugünü kaliteli yaşanmışlar arasına katma çabalarımız..

Ruhumuzun,bedenimizin zaafiyetleri, yolumuza çıkan karıncayı dahi ezmediğimizden dem vurmalarımız, her adımda sadece ölüme bir adım daha yaklaşmamız..Adım atmasak ta nasılsa öleceğimiz belliyken niye çabalarız ? Neyi kanıtlama peşindeyiz çevremize ? özellikle de kendimize?

Bu yarışta ben de varım!.. Vazifelerim ve varolma sebebim her ne olursa olsun son nefesime dek vazgeçmeyeceğim!

Tekamül!.. Acıdan yanmak!..Her yaşanmışlıkla dik durabilme gayretleri!..Kime neyi ispatlıyoruz ki ?..

Bundan daha iyi nasıl olabilir ?..Olumlamalar...Kendini yeniden yapılandırmalar..İçimizin çürümüş kokularını hangi parfümü kullanarak bastırabiliriz?.. Hangi makyaj gizleyebilir?..Hangi estetik operasyonlarla kendimizi güzelleştirebiliriz?..ölünce hangi edindiklerimizi yanımızda götürebileceğiz?..Hangi yaptıklarımız bizden sonraki nesillere ışık tutabilecek?..

Bir dolu sınırları aşma uğraşında yazar,yönetmen ve toplumun halı altına süpürdüklerini,yastık altına gizlediklerini ortaya döküp ne kattı yaşamımıza? Kendimizi irdelemelerimiz bizlere ne kazandırdı?

Başlangıçta bilip te büyürken unuttuklarımız yendien öğrendiğimizi sandıklarımız hala aynı sıfır noktasındayız.

Ruhumuzu aydınlatanlara ithaf edilmiştir..Şükran ve sevgilerimle..































27 Haziran 2014 Cuma

biraz zor öğreniyorum !..

Ömür bitene dek öğrenme sürer...
En iyi tanımamız gereken kendimiziz.

Kendimizde düzeltebildiklerimiz ölçüsünde çevremiz de kendini bir nebze düzeltebilmiş kişilerle dolar.

İçsel farkındalığımız ve algıdaki seçiciliğimizin ayırdında olmayı öğrenmek hiç bitmeyen sonu görünmeyen bir yoldur.

Şayet yaşadıklarımızdan ders aldık sanıp bir önceki deneyimimizi bir sonrakine taşırsak bu kez de farklı yoldan yanılsama yaşamamız mümkündür.

Yaşanmışlıkların izlerinden arınmadan yeni bir deneyime girmeden bir kez daha düşünmeliyiz.

Kendimizi ve içimizde biriktirdiklerimizi özgürleştirebildiğimiz ve şifalandırabildiğimiz oranda, kendi içimizde ve birlikteliklerimizde aradığımızı bulabiliriz.

Bu hem basit hem de epey zorlu bir yoldur. Egomuz kopmak istemezken iç sesimiz zaten kopuşun çoktan olduğunu fısıldar.

Derin bir nefes verip salıverdik sanırken bir anda,kendimizi tekrar tekrar aynı noktada buluveririz.

İşte ben de biraz zor öğreniyorum,okumak, bilmek ve danışanlara yol göstermeye çalışmak ve o sırada hala kendinin aydınlanmamışlığını farketmek gerçekten zorluyor.

Bir anda bir sihir bulutuna kapılıp kaybolmak istiyorum..kaçmak bana göre değil, iyi de 50 yaşıma gelene dek öğrendiğimi sandıklarımla aslında bir milim dahi yol katedememişliğim nasıl bir haldir ? Bir şeyi okuyup hatmetmiyordum kendi süzgecimden geçiriyor,özümseyebiliyorsam benimsiyordum hani ? 

Dostlar bu can yakıcı bir gerçek.Yaşıyor,öğrendik sanıyorken tam,tamamen apayrı bir yöne doğru çekiliyor gibi oluyoruz. Nasıl bir içsel yolculuk bu,dışarıda gerçek dünya mı var yoksa içeride mi ?

İnzivaya çekilmek istiyorum,belki kimi öğrenciler gibi ben de sınıf atlayabilirim ? Merdivenleri ağır ağır çıkacaksın :)Ne yazık ki basamak göremiyorum artık !..Üstelik bir uçurum dahi yok atlayacak kıyısından..tam düzlükteyim hem , hem de ne sağımı ne solumu ne önümü ne de arkamı görebiliyorum!..
































26 Haziran 2014 Perşembe

Yok bu böyle olmaz !..

Sevgili paylaşımcı dostlarım,
şu an iyi iyi ki sizlerle paylaşabilme imkanım var :)
Danışanlar nam-ı diğer kleanterler ile çalışmalarımız,profesyonel seviyede seansla sınırlı olduğunda,diğer seansa dek kendimizi yenileme imkanımız oluşabiliyor..
Bazen iyi niyetimizle ve amatör ruhumuzla,sevgiyle,zamanımız uygunsa,sohbetlerimiz oluyor..Her iki taraf için de seans öncesi bu sohbetler gerçekten seansın daha verimli geçmesine katkı da sağlıyor.
Tabii bir de kendi aile ve çevremizle, benzer halleri yaşamamız gerektiğinden kimi zaman yeter artık benim de yenilenme zamanım biraz rahatlama ihtiyacım var demek istesek te diyemiyoruz..Bu kez arandığımızda enerjimizi koruma ve güçlendirme ihtiyacımız dolayısıyla pek te istekli olmayabiliyoruz..tabii bizleri,şifalanmalarında katkı sağlayacak kişi olarak gördüklerinden tükenmiş hissedebilecek anlarımız olabileceğine inanmıyorlar.
Bizler insan üstü varlıklar değiliz. Sizler gibi bir yaşam sürmekteyiz.Üzüntülerimiz,tatsız anlarımız oluyor.İnanın her kişi ayrı bir dünya ve her kişi ile bire bir şifalanmasında aracı,destek olmak için verdiğimiz emek aldığımız rakamlarla ölçülemez.Hem ruhen,hem zihnen hem de bedenen bir enerji harcıyoruz ve sizler de belli bir bütçe ayırıyorsunuz.Rica ediyorum seans sonrası normal yaşantınıza döndüğünüzde size önerdiklerimizi ufak ufak yaşamınıza ekleyin ki sadece o anlık kalmasın iyi hissetmeleriniz..

Bırakın başkalarını kendinizi nasıl daha mutlu hissedeceğinize odaklanın.Sorun kendinize bundan daha iyi nasıl olabilir ?Yanıt aramayın,yanıtlar kendiliğinden gelecektir.

Kendimi başkalarını eleştirmeden,başkalarına bağımlı olmadan nasıl daha ben gibi yaşayabilirim ?

İlişkilerinizde aksayan yanlar için başkalarını suçlamayı bırakın,hoşlanmadığınız ortamlarda bulunma zorunluluğundan kendinizi arındırın.kendi içinizde neyin niye bu biçimde oluştuğunu da sorgulamayı boşverin.
Şimdiye dek olan olmuş..Bundan sonrasında nasıl kendimi daha iyi hissedebileceğim,şimdi, şu andan başlayarak neleri düzeltebilirim ve düzeltemediklerimi olduğu gibi kabul edebilirim,düşünün.karar verin böyle mi devam edeceksiniz ?  Canınızı yaksa dahi hayati değişiklikler yapabilecek güçte olduğunuzu bilin...karar verin ve uygulayın.Sizleri en az kendimi sevdiğim kadar seviyorum. Hoşçakalın..mutlu kalın.

















25 Haziran 2014 Çarşamba

ey ben!..sana sesleniyorum!..duy beni!..

Sevgili Ben!
Kesinlikle tek sevgilimsin..Bunun dışında bendeki beni bulmak amacıyla,ailem,dost benimsediklerim üzerinden sana yolu uzatmalarım kendimden kopuşlarım hatta kendimden kaçışlarımdır..
Aşk sanrılarım,içimde kendi keşfedemediklerimi karşımdaki keşfeder de yolumu kolaylaştırır mı beklentilerimden öte neydi ?
beni ben gibi kim sevebilir ? Her kim sevmeye gayret etse de kendini sevdiğinden daha çok sevebilir mi beni ?
sonra hayal kırıklıkları,anlaşılamamışlıklar..
Sevgili Ben;
Bil ki ne içerde ne dışarda kelime anlamıyla mükemmeliyetçilik yoktur. Olmasını dilerken ne dilediğine dikkat et denir ya hani,dileklerin gerçekleştikçe dileğinin başkalaşmasına engel olamazsın,tut ki başkalaşmadığını sandın o halde niçin sıradanlaşmış hissedip sıkılırsın ?
Sevgili Ben;
Sana tutkunum :) Cesaretine, diplere batıp çıkışlarına,artık anlaşılmayı beklemeyişine,dıştan görünenden ziyade içte kendini huzurda,sulhta yakaladığın anlarda gülümseyişindeki sırrına :)Müthiş hayranım artık başkalarını alkışlarken nezaketen,kendimi en gürültülü bir sessizlikte alkışlayabiliyorum..
Bebekliğimden bu yana (365x50) günden fazlasını yaşarken öyle sindiremeyeceğini zannettiğin acılar yaşadın ve zamanla hafifleyenleri de oldu hala taptaze duranlar da var..
Acı iyidir diyoruz :) Kendimizi kandırmak değil esas acının kaynağına inebilmemiz iyi çünkü kaynağa ulaşabildiğimiz oranda yükselişimiz kolaylaşıyor..
Bir zaman sonra dudağın kıvrımına gizemli bir gülücük yerleşiyor..Sonra insanlar ifadelerini farklı algıladıklarında, anlatmaya çalışmaktan vazgeçiyorsun..
Ah senelerdir şu deyişin üstünde bir deyişe denk gelmedim ; 'Her seçim bir vazgeçiş,her vazgeçiş bir kaybediştir!..'
Seçmemeyi denedim,vazgeçmemeyi,kaybetmemeyi ..anlaşılan olmasını istediklerine zihnini olumlamayla doldurarak ulaşamıyorsun.Olumsuz dolduruşlar da sonucu değiştirmiyor.
o nedenle olana hamdolsun.
Elimden gelenin kendimce en iyisini yapıyorsam,sonucun nasıl olduğu çok önemli mi ?
Hayatımda pembe panjurlu ev özlemi masallarının yalan olduğunu bile bile inadına saf aşk arayışımı karşı cinse yükleyişlerim,onları nasıl zorda bıraktı kimbilir ?
Benden kaçmalarında bazen onları bazen kendimi suçlamalarım nasıl da zaman kaybıymış!..
Nasıl da menfaat doluymuş,ben sana hayran sen bana olayları..Aşk zaten hep olagelenmiş içimde öyle zenginmişim ki arada tek fark karşıt bedenlenmişime fiziksel doygunlukmuş diyeceğim de bir yanım hala başını göğsüne dayama arzusuyla kıvranırken içimdeki hangi ben yalanlarda çözemiyorum :)
Peki kendime sarılınca ne oluyor ?kendi başımı kendim okşayınca ? Tek taşımı kendim aldım :))) içimde bir yan cız etti ..gözlerim doldu ..ya ben kendime acayip değerliyim gerisi masal..Elbette beni ben gibi kendi gibi seven bir zat olmalı,benim de onu ben gibi kendi gibi sevdiğim biri..müthiş masalsı birliktelik hayalleri nasıl da sarhoş ediyor..
Her koşula rağmen,her yaşanmışlıklarla öğrendiklerine rağmen,beynin anında hormonları aktive ederek,başını döndürüyor..Haydi itiraf edin en enim dediğiniz kişi ile süregelen düzenli ilişkinize rağmen,kendi içsel zenginliğinizi hissedebildiniz mi beraberliklerinizde? Bir şeyler eksik değil miydi sanki? Sanki aynı frekansı yakalamaktan aciz değil miydiniz ?
hatta yeni heyecanlarda,gözleri çifte kumrular gibi olanlar,altı ay sonra aynı gözlerde yılmışlıklara,anlaşılmamışlıklara bırakmayacak mı ?
karşınızdakinden medet umacak ve onu suçlamayacak mısınız için için ?
hep bunu yapmadınız mı ? Suçlayarak başkalarını kendinizi temize çıkarmak ?
Bırakın artık suçlu,haksız kim olaylarını..
Bir şeyler var unuttuğumuz,sürü psikolojisi içinde benimsediklerimiz bizleri mutlu edemiyor,itiraf edin..
İçsel yolculuk bu mu bilemem..kendimi,kahkahalarımda da ağlayışlarımda da seviyorum..Kendimi yanlışlarımla ben ettim,doğru sandıklarım da yanlış mıdır zaman gösterir..
Kendimi sevdiğim kadar kimseyi sevemedim.veya kendimi sevmediğimden kimseyi de sevmiyorum..
Bakın kelimeler nasıl da dans edebiliyor..ne yazarsanız okuyana karşı sorumlu musunuz ? hayır!.. her birey kendi süzgecinde dilediğini seçer,benimser.
Önümüzde Ramazan var..Kimi müslüman ülkelerden batıya kaçanları ellerinde alkollü içkileriyle görebilirken,kimi farklı dinlerden kişileri de saygısızlık olmasın diye sokakta su dahi içerken göremezsiniz.
Her şey bireysel seçimlerimizden ibaret.
Şahsıma özel fikrim,her gün kutsaldır, perşembe gecesi içmeyip cumartesi sarhoşluğun dibine vuran,ramazanda zina yapmayıp diğer 11 ay vur patlasın çal oynasın dolaşan,barış çığırtkanlığı yapıp el altından silah satan hepimiz biriz.
Sadece kimi rolünün ustası kimi yolunu şaşırmışlıkla ne yöne gideceği belli değil izlenimi veriyor..
Bir insan bir diğerinden nereye kadar medet umar? Her insan kendi yolunda belli birikime sahip olmuştur elbette saygı duyup dinleyeceğiz,sadece körü körüne değil,aynı konuda değişik kişilerin görüşlerini alarak,kendimize uyarlayarak çünkü bizler de kendimizce belli birikimlere sahibiz..
Ey Ben :) beni en iyi anlayan Sen ! duy beni sana sevgim Yaradana sevgim..Ey içimdeki Ben! Yaradanım hepimize kendinden bir zerre bahşetmiş ya belki de seslendiğim içimdeki Ben O ? 
Tüm fiziksel,zihinsel,ruhsal oluşumum;sizler, Ben olmama eşlik ve hizmet ettiğiniz için önünüzde saygıyla eğiliyorum.teşekkür ederim.
Daha iyi veya daha doğru neyse,şimdi ve her zaman yolumu nurlandır,şimdi ve her zaman ruhuma huzur ver,ver ki Ben benden öte Ben olayım <3 tekamülüm için gerekli acıları verdiğin ve deneyimlediğim her an için teşekkür ederim.Dilerim en zorluları geçmiştir ve önüm kolaylıklarla doludur şimdi ve her zaman..Amin 





















doğru zamanda gelen yanlış insan? yanlış zamanda gelen doğru insan ? şans tanımak ? üzülmek ?

Bir dolu kişi Çehov' dan alıntı bu deyişle ilgili örneklemelerde bulunabilir.
Bu denli kuralcı bir yaklaşım nasıl ortaya çıkıyor ?
Doğru zamana ve doğru insana neye göre karar veriyoruz ?
Deneyimlediğim kadarıyla hepsi iç içe girmiş ve kendi içinde o an göremesek te müthiş bir düzene sahiptir. Biz zihnimizde karmaşıklaştırırız yanlış olanlara bedenimiz isyan eder..Hep diyoruz ya, zihin,beden ve ruh dengesini sağlayabildiğimiz ölçüde akışta kalırız.
Peki ya çevremizdeki diğer insanlar ? Hayatla ilgili ufak tefek dahi olsa bir takım aksiliklerle karşılaşınca dengemizi nasıl korumamız mümkün ?
Bana göre doğru veya yanlış diye kavramlara sıkışmak çok anlamlı değil.
Dünya üzerinde oluşan tüm kurallar bir arada yaşamamızı kolaylaştırmak için oluşturulmuştur..Bazıları ise belli kesimlerin diğer kalabalıkları daha rahat güdebilmesi için..
evet güdüldüğünüzü mü hissediyorsunuz ? Birey olarak var olma çabanızla çevre baskısını ve hayal kırıklıklarını bir arada sindirmek zor mu geliyor ? Bir şeylerin yanlış gittiğini mi hissediyorsunuz ? Bu birikimlerle yaşamak,baş kaldırmak veya sinip kabullenmek zor mu geliyor ? Olduğunuz kişi ile olmak istediğiniz arasında uçurumlar mı var ?
Çevrenize yardımcı olmak sizin için ne kadar önemli ve ne zaman önemli olmaya başladı ? Çevrenizi ne kadar umursuyor ve ne kadar kendi enerjinizi aşağı çekmeden yardımcı olabiliyorsunuz ?
Ben doğru zamanda gelen yanlış insan mı yoksa yanlış zamanda gelen doğru insan mıyım ? Böyle anlamsız kaoslarda bulursunuz kendinizi şayet bu tür beylik sözlere fazlaca takılırsanız!..
İlk olarak ilahi zamanlamaya inanmak ve kendinize güvenmek özde sahip olmaya ve korumaya özen göstermeniz gereken özelliktir.
Diğer kişiler kendi travmaları ile söylemlerde bulunur.Siz de kendi söylemlerinizi yaratın diyorum :)
Gönlünüz endişelerden uzak kabullenişlerdeyse toplumun dayatmalarından öte kendi gerçeğinizi yaratmaktasınız.Bunun harikalığını farkederek kulaklarınızı dışardaki sesleri duyun, gözlerinizi dışardaki görüntüleri algılayın ancak etkilenmeyin.İç sesinizde öz benliğinizde kendi samimi dürüstlüğünüzde kalın.İşte o zaman her şey doğru olur. 
Üzülmememiz için duyarsız olmamız gerek ki insan duyguları ve fikirleri ile insandır. Üzülmek bizlerin gelişiminde kendimizi irdelememizi sağlar hoş çoğunluk dış dünyadaki kişileri suçlamayı yeğler.Tabii habire başkaları suçlu olamayacağından suçlu aramak yerine olanı deneyimlerken gözlemci kalabilmeyi de öğreniriz..
Biz başkalarına yardımcı olmak üzere yola çıkmış insanlar, ömrümüzün çoğu anında ciddi travmalar yaşamışızdır ve bunlardan çıkarken bize nadiren birileri destek olabilmiştir..Sonrasında benzer hallerdeki insanlara bir nebze yardım edebilme arzusu ile hem kendi yolumuzu ışıklandırmış hem de elimizden geldiği ölçüde çevremize olumlu katkı sağlayabilmişizdir. 
Dünyada genel geçer kabul edilen fakülteler,yüksek lisanslar,doktoralar ile isminin önüne mesleki kariyerini belirleyen sıfatlar eklemeyi başarmış,teorik bilgide ayağına su dökemeyeceğimiz kişiler arasında insana hizmete gönül vermiş her birinin önünde saygıyla eğiliyorum.
Bir de hayatı idame etmek amacıyla bir yola girmiş mesai bitiş saatine endeksli kişiler var. Hayatı da bitiş saatine dek bekleme salonunda geçercesine dergi karıştırır gibi yaşayanlar..Onların da ilahi zamanlama ile bir gün birden uyanışlarına rastalamak mümkün..
Ne zormuş hem birey olmak hem belletilenleri düzene göre başarmak ..
İşte ben belletilenleri özümseyemediğimden hep irdeledim ve gerçekten zor ve hatta ters yoldan yaşamış hissediyorum..
Müthiş tembelim belletileni öğrenme güçlüğüm ve sabırsızlığım var sanırken, bir gün annem kızım bu okuduklarını zamanında okusan ve mezun olsan ne olurdu sanki ?
öğrenmek istediklerim okullarda verilmiyordu ki..Okulda topluma uygun kuralları benimsetme,kitabi bilgiyi ezberleyip sınavda öğrendiğini kanıtlayan notları almak dışında bir şey bulamadım.

O halde bu sıraları gereksiz meşgul etmeyeyim gerçekten okulda olma ihtiyacındakilere bırakayım dedim.Nasıl bir ukalalık ve nasıl bir kendini beğenmişlik :)

Şimdi diyorum ki, evet kısıtlanmayı sevmiyorum ancak annem haklıymış düzeni beğenmesen de düzeltip geliştirebilmek için önce düzenin kabul ettiği saygı gösterdiği birey olabilmelisin..

Ben hem doğru hem yanlış insanım :) Zaman sınırsızlığında bedenim işlevini ruhumdan önce yitirecek üzgünüm..Daha yapacak çok işim var..Okuyacak bir dolu kitap,dünyada olmayı arzuladığım mekanlar, sevmeyi sevilmeyi umduğum insanlar,şifa sanatında daha üst seviyede bilgilenmek ve bu bilgileri insanların yararına kullanabilmek..
Halbuki zamanım sınırlı..doğru ve yanlış zaman ? boşa geçen zamanlarıma dahi hayıflanamıyorum çünkü benim hazırlık süremdi biliyorum..
Şans ? matematik problemi çözerken bir kaç formülü bilir onun üzerinden dener ve birinde tutturursunuz :)
Şanstan ziyade, zeki kişiler deneyimleriyle akıllı olabildikleri ölçüde tartarak,duygularını değil zihinlerini ve özellikle herhangi bir şeyi kişisel algılamadan, hamle yaparlar.tutarsa şanslı denir :) Tutmazsa yeni bir deneme için hazırdırlar.Elbette suratları asılır..Yeni bir denemenin heyecanı sarana dek :)
Hedeflediklerinize ermektense, hedefleriniz için deneyimlediklerinizle yaşamak daha keyifli sanki :) şaka bir başarının verdiği tatmin harikadır..Ancak yeni bir başarı için yapılanma süreci çok sıkıtılıdır..
İşte üzülmeler,hayal kırıklıkları bizim kendimizde bir seviye daha aşağı düşüren ve yukarı çıkmaya çalıştıkça dibe batışlarımızdır.
Ah bu uğraşı niye diye sordunuz mu ? Nasılsa ölüp gideceğiz!..
Nasılsa başarılı,başarısız,mutlu,mutsuz,zengin,fakir her birimiz öleceğiz..
Toplumda yaşarken herkes daha saygın,daha kabul görür,daha rahat, daha..daha...lar içinde olma ihtiyacındadır.
Kim ezik,kurban,aşağılanan olmak ister ki ?
Hoş kıtlık sınırında yaşamı idame edenler içinde bu duygulara rastlayabiliyor muyuz ? Afrika'da açlıktan kemikleri görünenler,bizlerden daha kolay gülümseyebiliyorken ? Onların böyle felsefi kaygıları yok..Geleni yaşıyor, olanı paylaşıyor..Doğanın salt çıplaklığı,şimdilerde biz de cesaret edebildiğimiz ölçüde bir yandan arınma uygulamaları yaparken bir yandan toplumdaki gerçeklerimizle yaşıyoruz..
Dağda evliya olmak kolay :)
Başkalarına göre biçilmiş esvaplarla yürümeye kalkınca ayakların dolanır ve düşebilirsin..
Kendi olma yolculuğunda kendine yalan söylemeyi bırakmak en zor olanı..Öyle ulvi olmamıza gerek yok,basit olalım..biz olalım.
sevgiyle..


















24 Haziran 2014 Salı

Anda kalmak..

Sevgili Dostlar,Sevgili kalemşörler,sevgili gönül insanları..
Arkadaşlar yavaşlayın ne olur bakın bir çift gözüm filan var yani sizler gibiyim..katiyen yaşamsal yapmam gerekenler yok yani :) hem okumak,hem yazmak, hem sosyal paylaşım hani kendimi tembel gibi hissediyorum sayenizde :)
Yapmayın nolur 3 veya 5 kitabı birden okumaya başladım zihnim kaç parçaya daha bölünecek? hepiniz bu seneyi mi beklediniz coşmak için ? Durun ben de bu seneyi mi bekledim her şeyi bir arada yapmak için ? :)))
Her duyguyu sınırda yaşamak diplere sürüklenirken hooop çık çık tepelere :)) yok mu bunun ortası ? illa ki vardır da sıkıcı oluyor öylesi..

Açıkçası yağmurda ıslanmazsam,soğukta üşümez,sıcakta pişmez ve bundan kâh keyf alıp kâh sızlanmazsam yaşadığım nereden anlaşılacal ? Soluk alıp vermek ve görevlerini yerine getirip,ye,iç,uyu,kalk tarzı bir yaşam yaşamak değil ki..veya çok özür dileyerek hani konken,okey kahvehanede saatler geçirmek,hanımlar arası altın günleri,dantel işleri,mağazalarda alışveriş nöbetleri,kuaförde geçen saatler,avm lerde günü bitimek,marka kafeterya ve fast food larda takılmak,yok gerçekten anlayamıyorum hani arada bir gitmem gerektiğinde bakıyorum tüm yüzler asık,o halde niçin oradasınız ? Bir de insanlar üç beş bir masada toplanmış yemek yiyecekler ya ellerinde ipadler veya cep telefonları,yer bildirimleri,instagram hani anında ilan etmeler :) yoksa o anın keyfi çıkmayacak sanki..

İşin ironik yanı,ben oldukça asosyal yaşıyor sayılırım,saatlerce kitap okuyorum, hala öğreniyorum diye madalya verilmeyecek belki ancak kendi içsel yolculuğum başladığından beri kendimi daha bir bulma yolu hala öğreneceklerimin bir kısmı kitaplarda ve laf aramızda Tibet'e filan gidecek param henüz olmadığı için yazmak ve okumak sokaklarda ara sıra geçirdiğim zamanlar becerebildiğim kadar meditasyon bana yaşadığımı hissettiren şeyler..şimdi uykum geldi ya aklımda yazmayı hedeflediğim bir dolu konu var ve bir çoğu uçup gidecek..Uykumda bir cihaz olaydı içsel konuşmalarımı kayda alan inanın basılmış olsa best seller olurdu eminim.. :)

Hayatımın mucizelerini düşlemek istiyorum bu gece..Rabbimin beni kolladığı anlar ve dünyamı ters yüz eden üzüntüler,hayal kırıklıkları ile başa çıkabilmemdeki desteği için..

Bugün bir hanımla rastlaştım parkta, eşinden ayrılmış detay anlatmasına izin vermedim.27 senem heba oldu modunda..Sahi mi dedim inanın sizden başka bu tür üzücü olaylar yaşayan yok yazık size..insanların artık üzücü olaylar yerine hayatın gğzelliklerine odaklanmalarını diliyorum ve en azından benim yanımda bu tarz konuşmalar yapacaklarsa ve ben ışık tutacaksam öyle insan sevgisi filan yalan arkadaşlar hayat menfaat :) Gerçekten yardım istiyor olduğunu hissetmeliyim,ne yazık ki bu hanım henüz kendi gerçeği ile yüzleşmek yerine,çevreye ne kadar bahtsız olduğunu anlatarak derdinin büyüklüğünü kanıtlama çabasında ancak beden dili aslında ohh çok şükür bitti diyor diyor da kendisi bunu deme yürekliliğinde değil ve insanlar vah vah dediğinde mesut oluyor bu kısmı algılayınca bazen acımasız olmak kişilerin kendilerine gelebilmesi için gerekli..Aynını bana da yapmışlardı ve ne anlayışsız insanlar niye acımı anlamıyorlar diye kızmıştım meğer kazın ayağı hakikaten kendine dürüst davranmaktaymış.
Arkadaşlar içinizden gerçekten gelmeyen bir şeyi lütfen yapmak zorunda hissetmeyin ve hayır demesini lütfen öğrenin.
Peki hayır diyen olmak itici geliyor ise o halde daha olumlu yaklaşıp bunu düşüneceğim,cevabımı bir müddet sonra vereceğim gibi ifadeler bakın dikkat edin ısrarı doğursun istemiyorsanız beden diliniz ve ses tonunuzla söylediğinizi destekleyin.
İnsanlar yine de anlamak isteyeceklerinde ısrarcı olduklarında bir mazeret bulup o mekandan uzaklaşabilirsiniz.
böyle ahkam keser gibi yazmak kolay da gel bak bu durumda bunu yap diyebilirsiniz,dinlediğinizi,okuduğunuzu anlamak ayrı uygular hale gelmek ayrı bir haldir.
kendinize zaman tanıyın. Mesela ben ilk nefes çalışmalarına başlamam ve bundan keyf alır hale gelmem arasında 1 sene geçmişti :)
Aşkınız sizi sevmiyor mu ? peşini kovalamayın..Hani sevdiğinizi özgür bırakın dönerse sizindir dönmezse hiç sizin olmamıştır..tabii içimizde bir ben var ki bütün kabahat onun :) dürtüyor,hakarete uğramış hissediyor..aslında ortada bişi yok siz zaten gerçeğin farkındasınız ama hemen olsun diye tepinen bir şımarık lolipop için ağlayan var ki susması için terbiye şart :)

tanıdığım tanımadığım hepinizi seviyorum <3 önce kendimi elbet :)
An bu an...Yarın aynı hisleri taşıma zorunluluğum yok aynı fikirleri savunmam da gerekmiyor.Gelişmek eskinin yanına bazen yeniyi eklemek bazen tamamen değiştirmek demektir..An bu an.

























23 Haziran 2014 Pazartesi

kendimden alıntılar

Tıbbi tedavilerin de destek terapi yöntemlerinin de seneler içinde gizliden gizliye oluşmuş rahatsızlıkları tek başına tedavi edebilmesini bekleyip bu yöntem de işe yaramadı deyip yeni bir yöntem arayışına geçmekte elbette özgürsünüz.Hatırlamanız gereken,rahatsızlıklarınızın ne zaman başladığı ve sizin dışarıdan yardım alma dışında kendiniz için neleri değiştirme cesareti ve kararlılığı gösterebildiğiniz.hepimiz daha nitelikli,daha sağlıklı yaşamayı isteriz,yapmamız gerekenleri biliriz de niye adım atamayız ? haydi şimdi hemen kendimiz için iyi bir şeyler yapmaya başlayalım  kendimizle barışalım  bir bardak su içelim,parkta yürüyüşe çıkalım,bize ağırlık veren duygu ve düşüncelerden arınmak için bir duş alalım,suf'i nefesini hayatımıza katarken sigara gibi anlamsız fazlalıkları hayatımızdan çıkaralım  Biz kendimiz için doğru adımlar atmazsak en iyi hekim dahi bize deva olamaz.


özel kadın veya adam? cinsiyet ayırımı anlamlı değil..Ayrıca herkes kendine has' tır. bir diğerine nasıl geldiğiniz, karşınızdakilere sizin saygıyla ve oldukları gibi kabullenişinizle dengelenir..


aşk hayatın kendisiyken hep başkaları üzerinden hissedebilmeye çalışmamız ironik değil midir ?



 şimdileri hissederek yaşamak için dünü düne teslim edip yarını yarına bırakmalı demek dünü unutup yarını boş vermek demek değildir..dünden edindiklerimizle bu anı doğru değerlendirmek yarını da hazırlar 


Hayatımı seviyorum  Olduğum gibi değerliyim
insan olmayı seviyorum 
güçlü bir insanım  çok güçlü bir insanım
dinamik bir insanım
kendim olmaktan gurur duyuyorum  kendim olduğum için mutluyum
her geçen gün kendim olmaktan daha çok mutlu oluyorum ve daha çok gurur duyuyorum
Öğrenmeyi seviyorum  hayatın bana öğretme yollarını olduğu gibi kabul ediyorum
değiştiremediklerimi olduğu gibi kabul ediyorum ve değiştirebilme gücünde olduklarım için kendime güveniyorum  çünkü kendimi gerçekten çok seviyorum 



 sureti aşmışlara 


 insan gönülden geleni olduğu gibi ifade edebilmeli



mesafe girince biten hevestir..(sevgi biter cümlesi zihinden çıkmıştır) ki zihninizle değil GÖNÜLLE seversiniz

Dikkat edin karşınızdaki de haklı olabilir..

Kendinizi sevdikçe güçlenirsiniz.

İnsanlardaki değişime şaşırmayın siz niye değişemiyorsunuz onu sorgulayın.


Hesapçı yaklaşımlardan kaçının demek menfaatinizi düşünmeyin demek değildir.


Size öğretilmek istenileni ne denli çabuk öğrenebildiğiniz değil ne denli iyi öğrenebildiğinize odaklanın.

hisleriniz karşılık beklemeden var mı ?Kendi içinizde mutlu musunuz ? Mutlu olmak için hala başkalarından mı medet umuyorsunuz ? Mutluluk cıvıldayan bir kuşta..miyavlayan bir kedide..yağan yağmurda ıslanmanızda..üşürken..yorulurken..hastalıklarda dahi..yaşadığınızı hissettiğiniz her anda var..farkedin.. Çok sevdiğim bir örnek ; pencerenize gelen kuşa gelmediği gün için neden diye sormazsınız..geldiği an gülümsetmesi kafidir 



isteklerimiz bize verilmiş olmasa, aklımıza dahi gelmezdi.. gerçekten gönülden istediğinden emin olmak,inançla sabır sonu hayrımıza olacak tüm dileklerimize ulaşmamızı sağlar 

cümlesi takıntı yapmanızı gerektirmez!

kendinden başkası engel değildir o yüzden kendine karşı dahi dik durmakta yarar var 



Şu ne der bu ne der diye düşünmek yerine mutlu olmayı seçin 

sevdiklerinizi özgür bırakın

Olmasını istediğiniz en iyi şeye odaklanın. En çok neyi düşünüp çoğaltmaktasınız?


















22 Haziran 2014 Pazar

hayatımızda neyi besler büyütürsek onu yaşarız

hayatımızda neyi büyütmeyi seçeriz ? öfke ? kıskançlık ? üzüntü ?
Kime sorsanız bu olumsuz duyguları büyütmek istemediklerini söyleyecektir ve bir çok kişi ama diye devam edecektir..ama ?..
Zihnimizin oyunlarına bizler de başka bir oyunla katılalım,ne dersiniz ? Komik veya saçma kaybedecek bir şey var mı ?
haydi en çok kime kızdıysanız, kim sizi üzdüyse, kimi kıskandığınızı sanıyorsanız,gözlerinizi kapatıp derin nefesler eşliğinde sırayla gözünüzün önünde canlandırın.Hiç bir şey düşünmeyin onlarla ilgili..Sadece orada öylece asılı kalsınlar ve siz aynı zamanda yapmaktan hoşlandıklarınıza ve sizi mutlu eden herhangi bir şeyleri de gözünüzde canlandırın.Başlangıçta biraz zor gelebilir,pes etmeyip devam edin lütfen..Bir zaman sonra sizi o denli üzen,kızdıran veya kıskandıran kişi ve olaylar önemini yitirecek ve gözünüzde ufalmaya başlayacaktır.Bu çalışmayı mümkünse her gün tekrarlayın..
Bir hafta sonra olumsuz duygular hissettiğiniz her konu daha basit görünmeye başlayacaktır..Hırslarla mı sevgiyle mi beslemeyi seçiyorsunuz kendinizi ?
Herhangi bir seçim yapmayıp olanı olduğu gibi algılamaya odaklanmanız da mümkün..Kabullenişe geçtiğiniz an öyle farklı hissedeceksiniz ki bir daha olumsuz duygular tarafından çevrelenmekten korunmak için tutumlarınızı da değiştirmeye başlayacaksınız..
Son zamanlarda gülümsediğimde yüzünü ekşitiyorsun diyenlere denk geldim :) Yüzümü ekşittiğimde de ne var niye sırıtıyorsun diyorlar :)))
Başkalarının ne dedikleri sizce hala önemli mi ? Saldım yüz kaslarımı nasıl diliyorlarsa öyle hareket ediyorlar..Bedenim işini bilir kendi için iyi saydığı ona göre zaten iyidir.Şimdi kalkıp ruhum ve etraftaki gözlemcilere göre bedenime çeki düzen vermeye kalktığımda noluyor tahmin edin..resmen isyan ediyor,baş ağrısı,hazımsızlık,yeme krizleri,uyku bölünmeleri ile benden hıncını alıyor.
Çözdüm :) Hehehe o halde bedenimi kendi özgür seçimlerine salıveriyorum.
Öyle bir çok öğretide denildiği üzre nefs miş edepmiş ulu orta geğirilmesi ayıp gaz çıkarmak mı tövbe tövbe yüksek sesle kahka mı aman aman..tarzı kasmalardan özgür bıraktım.komiktir ki o da kendi sisteminde düzenlemye girdi..tuhumla uğraşıp tepişmiyor..Ve ruhum kendi içinde sulhte..Sulh sözcüğü dahi nasıl bir tınıya sahip değil mi ? Sulh oldukça sofistike..otantik..meditatif mantra gibi sulh..sulh..sulh..sulh..sulh..
itiraf edeyim sulh sözü bana sevgi sözünden daha güçlü ve net geliyor..Sulh içindeyseniz sevdiklerinizle uyumdasınızdır..hayatın tün size tatlı tatsız sürprizlerinde dengede olmayı sürdürürsüünüz..Kabullenişiniz kurban psikolojisinden gelmez benliğinizin çözümsel bir yol bulacağınızdan eminsinizdir..
Bulutlar üstünde bir hayat varsa da biz şu an ayaklarımız yere basarken gerçekçi yaklaşalım..Her an türlü strese girebileceğimiz bir şeyler çıkıyor.Stres yerine net ifade eden ve ifadesinde kararlılık ve karşıdaki kişiyi germeyen bir ses tonu kullanabilmek gerçekten uzlaşıcı bilge olabilmek..Ümidim..yolum..sulh.