Merhabalar; Oya Hanım, mesleğim hakkında merak ettiklerinizi rahat rahat sorun lütfen ki; ben de mümkün olduğu ölçüde açıklayabileyim. Bu fırsatı tanıdığınız için ayrıca çok teşekkür ederim.
-Merhabalar Nafiye Hanım, davetimi kabul etmenize memnun oldum, okuyucularım ve benim için farklı bakış açısı, farklı mesleklerden kişilerle sohbet her daim öğretici ve keyif verici oluyor. Kartvizinizin ön yüzünde ‘Bütüncül Destek Terapiler Uygulayıcısı ve Eğitmeni’ yazıyor. Madem eğitmensiniz niçin uygulayıcı yazıyor da uzmanı yazmıyor. Böyle ayrıntıları hep merak ederim?
-Bu soruya şahsi kanaatimle yanıt vereceğim. Ülkemizde henüz tamamlayıcı destek terapiler alanında bir okul açılmış değil, birkaç çalışma olsa da, bunlar yine branşlaştırılarak yapılıyor, belki kanunlar öyle gerektiriyordur, Bazı ülkelerde varlığını duymuş olmama rağmen onların da, ne kadar kapsamlı olduğunu bilmiyorum. Neden uzman sıfatını kullanmıyorum sorunuza gelince; her uzman yazanın uzman olmayabildiği gibi, uzman yazmayanın da daha az bildiği anlamı taşımadığını belirteyim. Bu tamamen tercih ve bakış açısıdır. Dünyada şifa kolaylaştırıcılığı olarak o denli araştırılıp öğrenilmesi gereken bilgi varken, sadece bir kısmını akılda tutup, öğrendiklerimizin dahi gerektiğinde tekrar kitap karıştırıp hatırlamamız gereken kısımları var iken, ütopik görünebilir size ancak uzman demek artık, o konunun dünyanın her köşesindeki kaynaklarına ulaşmış, her ayrıntılı uygulamayı tamamen özümsemiş anlamı taşıması gerektiği inancındayım. Tam da bu nedenle eğitimini verdiğim her konuda, lütfen aynı eğitimi farklı kişilerden tekrar alarak bilginizi pekiştirin derim. Öğrencinin o an dikkati dağınıktır, tam anlayamamıştır veya eğitmen bir şekilde o konuyu eksik aktarmak durumunda kalmıştır. Bizim mesleğimizde araştırmak, okumak yetmez daha tecrübelilerden her daim eğitim almak ve uygulamalarla tecrübe arttırmak şarttır.
Bütüncül yani tamamlayıcı destek diyoruz çünkü kişi sağlığını korurken veya sağlığını yitirdiğinde geri kazanma çabasındayken sadece tıbbi müdahaleden medet umarak iyileşmeyi beklerken, moral, zaman, yaşam kalitesi gibi birçok konuda zorlanabiliyor. Ancak sağlıklı halimizi korumak veya geri kazanma yolunda; içtiği su kalitesi ve miktarı, nefesini doğru kullanması, yaşına ve sağlık durumuna göre egzersiz programı, uygulamalar esnasında kullanılan hatta gdo lu gıdalara mecbur bırakıldığımız çağımızda, doğal sıvı destek gıdalar dahi elbette hekimlerin onayıyla eklenebiliyor.
-Peki. Sırayla gidersek; bütüncül destek terapileri bir çatıda nasıl toparlamak mümkün olabilir?
- Özellikle bir hekim, bir özel yaşam koçu, fitoterapi, aromaterapi şeklinde sıralamayı sürdürebiliriz, benzeri birkaç öğretiyi birleştirerek çalışacak uygulayıcılar yetişmesi hayalini kurduğum şekil. Böylece hastalar birkaç yönden bir anda destek alabilecekler. Çünkü hastalar kapı kapı, farklı destek almak için dolaşırlarken, zamanları ve bütçeleri eksilirken, moralleri de bozuluyor. İyileşme gecikebiliyor, o arada ne yazık ki bazen gereksiz ilaç kullanımları ile kendilerine daha da zarar verebiliyorlar.
Örneğin masaj eğitimi, ardından refleksoloji, sonrasında shamballa çok boyutlu şifa enerjileri ve biyoenerji eğitimleri alarak, birlikte kullanarak çalışmanın çok daha faydalı neticelendiğini gözlemledim. Aralarda katıldığım farklı uygulama eğitimleri de var elbette. Bir noktadan sonra, öğrendiklerinizden hangileri kimlere daha faydalı oluyor ise, o şekilde çalışmaya ağırlık vermeyi yeğliyorsunuz. Ayrıca uygulayıcının kişiliği de öğretilerin her birine uygun düşmeyebiliyor, bu hem kendinizi hem de karşınızda birlikte çalıştığınız kişileri tanımakla oluşan bir süreç.
- Kişiler size hangi durumlarda müracaat ediyorlar?
Şayet hekim yönlendirmesiyle gelmemişlerse; danışanların öncelikle hekim kontrolünden geçmelerini, hem tahlilerini hem de boyun, omurga röntgenlerini çektirmelerini önermekle sorumlu olduğumuzu belirtmekte yarar var. Kişinin fıtık, tansiyon veya kalp sorunu, pıhtı atma vb. riski var ise soruna uygun çalışmamız çok önemli. Henüz sağlıklı halimizi korumak üzere haftada bir masaj yaptırma algısı oluşmadığından, ve çoğu insan için asgari geçim standartlarının geçerli olduğu ülkemizde ne yazık ki, düzenli seans almak lüks sayılıyor. Elbette zamanla hekim önerisiyle reçetelendirilerek belli oranda seans alınabilmesi de mümkün olacaktır. Kişiler en çok tüm yolları denedik, bir de sizinle deneyelim noktasında bana geliyorlar. Birincisi iyileşmeye karşı inançlarını yitirme noktasında geliyorlar.
- Pardon, sözünüzü kesiyorum ancak merak ediyorum, siz doktorların yapamadığı ne yapıyorsunuz da kişilere faydalı oluyorsunuz?
- Oldukça basit ve hekimlerin yapması beklenilenlerle ilgisi yok, lütfen o şekilde bir kıyaslamaya gidilmesin. Hekimler tıbbi verilerle değerlendirip, gerekli tedavilere yönlendirirler. O tedavi metodlarından bazıları, biyoenerji, refleksoloji, masaj bizim ülkemizde yerini tam bulmamış branşlardır. Yurt dışında bazı ülkelerde duyumlarımıza göre; ilaç kullanımından önce vitamin gibi değerler kontrol edilip desteklenirken aynı anda belli bir süre biyoenerji ardından masaj şeklinde yönlendirilir, akabinde iyileşme yönünde ilerleme sağlanamamışsa tıbbi ilaçlar kullanılmaya başlanılır. Yani anlaşılacağı üzere biz enerji, masaj ve refleksoloji terapistleri aslında hekimlerle birlikte çalıştığımızda hastalar için en ideal şifalanma sisteminin birer parçasını oluşturabiliyoruz.
- Anlıyorum, peki insanlar meslek seçerken nasıl bir yol izlemeli, nasıl karar vermeli, bu meslekler bir kişinin geçimi için kafi gelir elde etmesine yarıyor mu?
- En can alıcı noktaya değindiniz. Az önce sözünü ettiğim ideal çalışma imkanlarına yakın çalışma ortamı olan meslektaşımız fazla değil. Örneğin masaj eğitimi 608 saatlik MEB sertifikasıyla sınırlandırılmıştır, ancak daha düzeyli eğitim almak için kişinin, fazladan özel eğitimlere katılarak kendini geliştirmesi gereklidir. Genelde bir an önce meslek edinip para kazanma peşinde iken kişi, bu özel eğitimlere katılamayabiliyor, sonrasında da haftanın altı günü çalışırken, haftada bir gün ancak dinlenme ve özel hayatına ayırabiliyor. Ayrıca iş bulabildikleri yerler genelde spa, hamam, wellness, güzellik salonları tarzında yerler olduğundan yani henüz bazı özel hastaneler dışında iş olanağı oluşmadığından ve ücretlendirmeleri, çalışma koşullarına göre ağır olduğundan, kişiler ileri eğitimlere gitmek yerine sakatlanmalara varan sorunlar edindiklerinden, sigortasız veya yurt dışından gelen meslektaşlara olan rağbetten meslekte uzun yıllar çalışmayı sürdürenler fazla değildir. Bu konularda iyileştirme getirmek üzere yapılan bir takım çalışmalar yapılmaya çalışılıyor, herkes açısından en idealine duacıyız. Refleksoloji alanında da, kısa zamanda bir çok kişi yetiştirildi, bizler yüz küsur saat sadece refleksoloji görmüş iken, şimdilerde iki üç günde yetiştirmek durumunda kalıyoruz. Bir çok kişi için iş imkanı doğduğu doğrudur. Ancak o bir çok kişi ileride kendi sağlıklarını hiçe sayar koşullarda çalışmışlıklarının acısını çekmezler umalım. MEB onayı olmayan belgelerle çalışıyor olmaları da zamanla sorun oluşturabileceğinden, öncelikle masaj eğitimlerini tamamlayarak, ardından refleksoloji eğitimini önerebilirim. Normalde 608 saatlik eğitimin içeriğinde verilmesi MEB tarafından uygun görülmüşse de; eğitim sınıflarının fiziksel yapısı ve malzeme yetersizliği dolayısıyla bu ve benzeri eğitimler özelde verilmeye başlanılmıştır. İki günlük eğitimlerin bin lira ve üstünde olmalarını göz önüne alırsak, mesleğe yeni başlamış kişilerin zaten asgari ücret, yemek ve yol şeklinde oluşan ücretlendirmesi ile bu eğitimlere bütçe ayırabilmeleri çok zor akabinde verdikleri eğitim rakamlarından kazanç sağlamaları da bir o kadar zordur. Bazı yerlerde maaş alma sorunu yaşayıp işi bırakmak, sonra yenisini bulup tekrar maaşını alamamış arkadaşlarımıza rastlamaktayız. Halbuki uluslararası yarışmalarda dahi masör/masöz bulundurma koşulu getirilmiştir. Ne yazık ki sponsor olan firmalar sadece yarışma günleriyle sınırlı çalıştırmayı yeğlemektedir. Yani bir günlük sigorta giriş çıkışıyla cüzi bir rakam ödemektedirler. Umarız belediyelerimiz sosyal tesislerde zamanla ihtiyacı fark ederek normal halkın faydalanabileceği şekilde, örnek teşkil ederek ideal çalışma koşullarında düzenlenmiş iş imkanı sunacaklardır. Böylece sağlıklarını korumaya yönlendirilen bilinçli kişi sayısı arttıkça, sağlık bakanlığı da, devlet hastanelerinde masör/masöz/refleksolog çalıştırmayı daha ciddiye alabilir, hem zamanla ilaçla tedaviden önce sağlıklı hali korumak birinci derece değerine kavuşur, hem de tedavileri desteklemiş olur. Aynı durum biyoenerji uygulamaları için de geçerlidir. Birçok kişi biyoenerji eğitimi vererek, halk içinde şifa kolaylaştırıcıları oluşmasına katkı sağlamaya çalışıyor. Ancak yine iki günde verilen belgelerle, kişilerin enerji terapisti yeterliliği söz konusu olabiliyor mudur tartışmaya açık bir hal. Enerji konusunda kopyala yapıştır bilgilerin sosyal medyada yoğun şekilde dolaştığı, dolayısıyla herkesin kendi algısınca fikir edindiği gibi, bu iki günlük eğitimlerle kişiler yine algıları ölçüsünde bir yol edinmektedirler. Bizler de önce böyle iki günlük eğitimler, uyumlamalardan geçtik, sonrasında 2 yıl düzenli tüm eğitimlerde üstün körü değinilen kişilerin işine geldiği kadarını aldığı uygulamaları gerçekleştirmek üzere haftada 1 günümüzü ayırarak farkındalık seviyemizi yükseltmeye gayret ettik. Birkaç isim yapmış kişi için seans ücretleri yüksek olmakla birlikte, onların da farklı kaynakları olmadıkça rahat edecekleri bir gelir düzeyine eriştikleri söylenemez.
- Çok ilginç mesleğinizi severek yaptığınızı biliyorum, ancak maddi getirisi olmayan bir işe gönül verenlere bakış açım iyice değişti. Böyle zorlu sürekli insan memnuniyetiyle bağlantılı, ve kıymeti anlaşılamamış bir mesleği kimler niçin seçsin buna yanıt verebilir misiniz?
- Hepimizin ailesinde sağlık sebebiyle yitirdiklerimiz vardır, çaresiz izleyici kalmışızdır. Benim duam, insanlara faydalı olabilmek adına neler öğrenip uygulayabilirim idi. Açıkçası duam yüksek kazanç elde etmek olmadı, bolluk berekete bakış açım; aldığım nefesten tad almak, kuşları, ağaçları, renkleri, detayları görmek, suyu yudumlarken şükredebilmek, kahkaha atabilmek, sevdiklerim ve sevenlerimle huzur içinde olabilmek üzerineydi. Elbette maddi geliri yüksek, konformist bir yaşam herkesin hoşuna gider, ancak bu yok bir dervişlik yoluna benzetilebilir. İnsanın faydasına çalışan benzeri uygulamaların tümünü gerçekleştirenlere şifa kolaylaştırıcısı diyoruz, bir dolu uygulama var, eft, aile dizimi, Access bars, regresyon gibi ve bir çok isimde farklı kanallarla yapılan enerji çalışmaları var, shamballa, reiki gibi ve sürekli bir yenisi ekleniyor, çağımız hızlı bir döngüde yeniye uyumlanmalar ihtiyacı oluşuyor.
-Peki danışanlar neyi nasıl seçeceklerine nasıl karar verecekler?
- Destekleyici terapilere sıcak bakan hekimlere danışarak ilerlemekte yarar var. Sizi seans olarak mı insan olarak mı ele alıyor karşınızdaki fark edebilirsiniz. Bir hayalim var farklı destek terapilerin tamamını bir çatı altında toplamak, benden öncesinde çok kişi hayal etmiş ancak yaşam koşulları onlara nasip etmemiş, bizler başka neler mümkün? Bundan daha iyi nasıl olur? diyerek devam ediyoruz..
- Bir yandan tamamlayıcı tıp alanında bilgisayardan faydalanarak, biyorezonans ve benzeri elektrikli aletlerden de destek alarak çalışanlar da var. Elbette insanların kafası biraz karışıyor. Sonuçta hepsi çok ciddi rakamlara mal oluyor ve hiçbiri tek başına mucize değil. Ancak ticari kaygı ile çalışılınca, ürününü satmak, emeğinin karşılığını almak gerekliliği doğuyor. İşte o noktada çalışmalardan beklenti yükseliyorken, bir iki deneyip bu da işe yaramadı diyebiliyor insanlar. Kişi rahatsızlanırken yıllar sürüyor, beden direniyor kendini onarmaya çalışıyor taa ki artık dışardan yardımsız olmayacak deyip imdat sesi yükselene dek… Haftada en az iki seansla düzenli çalışıldığında, kişinin sağlık durumuna göre fayda görme süreci değişkenlik gösterse de, sabırla olumlu sonuçlar alınmaya başlanır. Danışan ve uygulayıcı işbirliği yaparlarsa; işte o noktada kişi yıllarca neleri eksik veya yanlış yapmışsa, onları düzeltmeye başlamalı, bir hap alıp geçsin diye beklemek yerine yeterli su mu içmedi, nefes mi almasında sorun var, hayata bakış açısına mı çalışılmalı, fiziksel aktivite mi gerek inceleyip, yanlışların yerine doğrular yerleştirildikçe hekimin tedavisi yanı sıra düzeltilenler ile yaşam kalitesi yükseltilebilinir ve sağlıklı hal geri kazanılabilinir.