Bedeniniz dur deyince…
Birçok işe birden yetişmeye çalışırsınız hani… Kadınsanız; bir yandan ev işleri, mesleki koşturmalarınız, çocuklarınıza dair olanlar, toplum içinde sosyalleşmeleriniz… Erkekseniz; aile içi sorumluluklarınız, iş döngünüz, sosyalleşmeleriniz… Bir de medya, internet, televizyon takipleri derken kişisel zaman alanınız neredeyse uykuyla sınırlı kalırken üzerine uykusuzluk çekiyorsanız, her bir yandan sıkıştırılmış hissedebilirsiniz…
Beyniniz yedi, yirmi dört size karşı çalışıyor gibi dahi hissedebilirsiniz… Düşünmeden nefes alıp veriyorsunuzdur, ne yediğinizin farkındasınızdır ne gezdiğiniz an bulunduğunuz yerin tadını çıkarabiliyorsunuzdur… Yaşıyorsunuzdur da bir şekilde orada değilsinizdir sanki…
Adeta her şey anlamını yitirmiştir, girdiğiniz kısır döngüden sıyrılmak istiyor, bir kabusun karanlık köşelerinde sıkışıp kalmış gibisinizdir hani…
Ve… Hayata yetişmeye çalışırken birden, tökezlersiniz, ayağınız burkulur hatta düşersiniz… Ciddi bir hasar olmasa da; bedeniniz size kendinize dönme sinyalleri veriyordur. Biraz dinlen mümkün değilse de lütfen yavaşla diye yalvarıyordur… Duymazdan gelir devam edersiniz, taa ki sizi gerçekten kımıldayamayacak noktaya taşıyana dek, sonra mecburiyetlerinizle kendinizi jiletle kazınırcasına yataktan kalkmaya zorlanır bulursunuz… Çevrenizle ilişkilerinizi baltalamaya başlamışsınızdır. En sevip, değer verdiklerinizin dahi müsamaha gösteremediği sınırlara gelmişsinizdir. Hatta kendinizi tıbbi olarak psikolojik destek veya ilaç alma noktasında bulabilirsiniz.
Hastalıklar işte bu görmezden, duymazdan geldiğimiz anlarda başlamaktadır. Artık bir şeyleri değiştirme zamanı gelmiştir, çoktan beri duymazdan geldiğiniz iç sesinize kulak verme zamanıdır. Hayata yaklaşımınızda köklü değişimler yapmanız için o güne dek yapmaya cesaret edemediklerinizi yaparak, yaşam döngünüzü olumluya döndürmeniz için neleri başarabilirsiniz? Neler size ait değilken yük edinmiştiniz? İçsel sorgulamalar ile farkındalık yolu zorlarken, ne zaman en son hayatın içinde tam hissettiğinizi hatırlamaya başlarsınız. Bir anda aklınızın oyunlarından vaz geçip, her şeyi akışında oluşturmaya yönelmeniz nasıl mümkün olacaktır?
Önce gurur yaptınız her şeyden vazgeçmeye hazır olduğunuz an, yüreğinizle adım attığınızda hafiflemiş hissedeceksiniz. Sonra nefes alıp vermenin farkındalığına döneceksiniz, belki günlerle ağlar bulacaksınız kendinizi… Bu şifalanma sürecine girişte, hastalık sürecinin başlangıcından farklı bir hız vardır. Artık kendinize karşı dürüst olmak ve bağımlılık oluşturduğunuz her ne varsa her birinden kendinizi soyutlamanın zamanıdır. Bazen başlangıçta kolay görünse de, hücresel hafızanıza kazılmış eski alışkanlıklara dönüş her an pusudadır.
Bu farkındalıkla basamakları tek tek, adım adım çıkmaya, hatta aralarda dinlenecek molalar vermeye özen göstermek, hayatınızı daha kaliteli döngüde tutmaya yardımcı olacaktır.
Bedeniniz öyle koşmuştur ki, ruhunuz yetişememiş olabilir. Bekleyin, ruhunuz ve bedeninizin bir ve bütün olmasına izin verin. Belki birçok şeyden vazgeçtiğiniz noktada, umduğunuzdan daha fazlasına ereceksiniz.
Olana şükrederek, olanların farkındalığıyla anda kalmaya özen gösterin. Bunu gerçekleştirebilmek üzere, hayatınızda çok gerekli olmayan neler varsa onlardan kurtulun. Mesela farklı kanallarda peş peşe haberleri izlemek gibi alışkanlıklar yerine en sevdiklerinizle sohbeti koyabilirsiniz. Veya hafta sonu öğlene dek uyumak yerine, parkta sakince bir yürüyüşü… Lütfen bedeninizin yakarışlarını duyun, zihninizin oyunlarını durdurun, ruhunuzun bedenen olduğunuz yerde tam hissetmesine fırsat verin.