Zihnime düştüyse dünyanın bir yerlerinde, birileri daha benzer düşüncelerde demek olabilir mi?
Arap dünyasının peçe kullanışıyla dini inançları, aynı kefeye koymakta zorlanırım… Hatta Yaradan’ ımızın bizi dünyaya çıplak getirişi ve ölümümüzde bir kefene sarılışımız arasındaki bağlantıyı bilgi dağarcığım çözmeye yetmez… Hatta hafız torunu olarak, dünyada dini öğretilerin sorgusuz ezbere dayalı uygulanışıyla, davranış biçimlerinin arasındaki çelişkiyi de pek anlamlandıramam...
Eski zamanlarda örtünmek kum fırtınalarına veya yolda hırsızlara, tacizcilere karşı korunmak amaçlı, hatta örtünün biçimine göre kadının sosyal konumunu göstermek amaçlıydı…
Peki ya daha fazlası vardıysa ve bize o bilgiler ulaşmadıysa? Son birkaç aydır maskelerle korunmaya başladığımızdan bu yana; zihnim her nedense bu konuya takıldı… Elbette tarihçi değilim ve elbette Google arama motorundan bilgi kaosunun girdabına düşmek gibi bir niyetim de olmadı… Bir sorunun yanıtını bulmak üzere araştırıp, okumaya başladığımda başıma gelen, her okuduğumdan yeni bir merakla başka bir araştırmanın içine düşüşüm olmuştur… İşte bu girdapta debelenmek yerine, düşüncelerimi sizlerle paylaşmak ve bu konuda gerçek bilgisi olanların lütfen bana yazmasını rica ediyorum. Bu arada zihnimden geçenleri izninizle sizlerle paylaşacağım.
Asırlar önce neler yaşandı, dünya kaç kez ileri medeniyet seviyelerine ulaşıp, tekrar güncellenip yeniden başlatıldı konusunda derin araştırmalar içerisinde olanlar, hatta bilimkurgu veya fantastik filmlerde değinilen parantez içi farazi sanılanları bir yana koyarsak; biz insanlar barınma, geçimini sağlama gibi hayati idame ile ömrümüzü geçirirken, kimileri kariyer veya fenomen olma yolunda, kendilerine ve dünyaya farklı zenginlikler ekler… Ölümlü dünyada amaç nedir? Sonraki nesillere miras bırakmak mı? Dünyevi sürecini egosal tatmin içinde geçirmek mi? Tüm bunlar ayrı ayrı ele alınacak konular gibi görünebilir…
Bugünün maskesiyle, geçmişin peçesi arasında sizler de benim gibi bir bağ kurmuş olabilir misiniz? Medeniyet ilerledikçe, insanoğlu hatalarının ceremesini toplu olarak öder, kimyasal olarak üretilmiş de olabilir, bir arkeolojik kazı esnasında yeniden aktive olmuş da olabilir… Kimi söylemlerde, bir hayvandan diğerine, ondan da insana geçtiği tezi savunulabilinir.
Sebepler bir yana; hatırlar mısınız? Çocukluğunuzda sizlere de büyükleriniz masal gibi, beyin yıkarcasına ekmek kırıntılarını yedirme öyküleri anlatmışlar mıydı? Sağ ve sol omuzunuzda melekler kayıt tutar, ne yaparsan defterine işlenir denmiş miydi? Asıl olan bilgileri, onlar dahi bilemediklerinden, zihnimizi bu tür içeriği belirsiz kodlamalarla doldurmuş olabilirler mi? Yüce Yaradan’ ımız, bizleri düşünebilen, yeteneklerini keşfederek gelişebilen varlıklar olarak yaratmışken, bu dünyanın geçici yaşayanları olarak öz vazifelerimizi unutup, üstün olma takıntıları ile ben, ben diyenlere dönüşenler topluluğu muyuz? O halde dünya kendini korumak için, bizlere uyarılar yollarken, asıl olana kulaklarımızı tıkayıp, yine de bildiğimizi okumayı sürdürmek adına mı yol alıyoruz?
Peçenin asıl sebebi, bugün maske takış sebebimizle aynı halden başlamış olabilir mi?