Merhabalar değerli okuyucularım;
Uzun zamandır yazı yayınlama fırsatım olmadı. Birçok yaşanmışlık birikti ki; sizlerle paylaşmayı da ayrıca özlediğimi belirteyim.
Bu kez yaşlandım düşüncesiyle kendini birçok deneyimden mahrum edenlere ışık tutabilmeyi umuyorum.
Artık altmış yaş üstü akbil kullanıcısı oldum. Toplu taşımaya binmek üzere elime alışımda başlarda üzerinde ''altmış yaş üstü'' yazısı içime yıldırımlar düşürüyordu. İşte toplumca yaşlı kategorisine de girdin neden hala uğraşıyorsun diyen moralimi aşağı çeken iç sese rağmen; kendimi motive etmek üzere tekrar tekrar yapabileceğine inanıyorum dedim.
Bu yaşlılık hissi sadece rakamla değil; arada atlatılan rahatsızlıklar ve yakın çevremdeki ölümlerle de tetiklenmişti.
Yine de biraz kendime bundan daha fazla neler mümkün anlayabilmek ve biraz da hayatından bezmiş gençler tarafından belki örnek alınırım ümidiyle ve çevreme faydalı olabilirim inancıyla; kalbimin sesini dinleyerek önce teorik ve uygulamalı afet eğitimlerine katıldım. Deprem sonrası ise gönüllü olarak bir ilimizde dokuz gün görev aldım. Dönüşümde amatör telsiz sınavlarına müracaat ettim, sınav fobim başlıca kabusumken... Bunları başka bir yazıda daha detaylı aktarmak üzere şimdilik bırakayım.
Eve dönüşümde oğluma şaka gibi başardım hazır gaza gelmişken üniversite sınavına da mı girsem diye sordum. Oğlum vazgeçmeden kayıt işlemlerini yapalım hemen diye bilgisayar başına geçtiğinde; aşağı çeken düşünceler yine nüksetti... Kırk senedir müfredattan uzak kalmışken nasıl olacak derken içimdeki diğer ben; eğlencesine varsay denemen kafi diyordu.
Sevgili gençler bilgileriniz tazeyken inanın daha kolay kazanırsınız yeter ki içinizde sizi olumsuz etkileyen sesleri susturun. Sevgili yaşları bana yakın nesiller inanın sınav salonunun üçüncü katına merdivenleri zar zor tırmanarak çıkan benden başka bir dolu insan vardı. Kimi zihnini aktif tutmak, kimi ikinci veya üçüncü üniversite okuma arzusuyla...
Sınava oğlum götürüp getirdi. Halbuki o sınava yalnız başına gitmişti çünkü yeni ameliyat olmuş ben hastanede yatıyordum. Sınav sonuçları açıklandığında hala neyi ne kadar yapabilmiş olduğuma dair şüphelerim vardı. Sıralamamı oğlum ve değerli bir arkadaşıyla birlikte gerçekleştirdik. Onlar hayretler içinde hazırlıksız bu puanı yapabilmek müthiş kesin gireceksin derken; ben inanamıyordum.
Hem eve hem de mesleki alanıma yakın olsun diye seçenekleri o kadar aza indirmiştim ki; adeta gerçekleşmesin diye kendimi baltalıyor gibiydim.
Değerli okuyucularım; kazandıklarıma gitmemek için de bir dolu mazeret üretmeyi sürdürdüğüm noktada da kızım destek verdi. Çocuklarım sayesinde altmış yaşında öğretim hayatıma geri dönmüş oldum. Başlangıçtaki heyecanım, tedirginliğim ise; değerli hocalarım ve etrafımı saran genç nesiller sayesinde buhar olup uçtu. Onur öğrencisi olarak ilk seneyi tamamlarken; beş altı hastaneyi staj müracaatım kabul olsun diye dolaşırken buldum kendimi...Staj başlayana dek ayrı heyecan ve gerginlikler; staja başlayınca başaramama korkuları... İçerde bir yerlerde çok çok derinlerde belki çocukluk travmaları tetikleniyor ve yapabildikçe şifalanıyorlar.
Kendime kocaman bir söz verdim; keşke demek yerine hayatta olduğum sürece kendimi geliştirmeye ve yaşamaya izinliyim.
Bu paylaşımımla kendimden başkalarına da feyz olabilmeyi diliyorum. Yaşınız ne olursa olsun, yaşanmışlıklarınız ne kadar ağır olursa olsun, hayatta olduğunuz sürece ileri bakın.
Tüm kalbimle 💚