Sevgililer;
Yaşadığım binadan her dışarı çıktığımda bir ritüelim var.Basamaklarda durur gökyüzüne başımı kaldırır,fark ettiğim ve etmediğim her ne varsa hepsini derin bir nefes alıp verirken selamlarım..Bu bana hem kendimi tam hem de bütüne ait hissettiren müthiş bir duygu verir.
Geçen gün de aynı başladı,bahçe kapısından çıkınca da kadim dostum ağacımın yanında durdum,selam olsun ey dost köklerin köklerim dalların dallarım (acaba erenköy'e kapatırlar mı bu yazım sonrası) derken avuçlarımı yasladım gövdesine nefes alıyorum veriyorum akıştayız,alnımı tam dayadım bir ses bayan iyi misiniz diye :) Bu arada insanlık öldü diyenlere hala duyarlı insanların varlığının sürdüğüne örnektir. başımı kaldırdım bir hanım bana doğru endişeyle yaklaşıyor gülümsedim teşekkürler çalışma yapıyorum dedim :) Kadıncağız pardon dedi ve uzaklaştı sorsa onu da deneyimlemesi için davet ederdim ancak öğrendiğim hazır olmayana sunum yapmamak daha akıllıca :)
ve ağacıma döndüm belki de bana ait olmadığının bilincinde olsam da benim diyebildiğim dünya üstünde bir o ağaç niçinini bilmiyorum artık merak ta etmiyorum olanı olduğu gibi sevgiyle kabulleniyorum ..hayatı kolaylaştırmak veya zorlaştırmak tamamen bizim elimizde..
Diğer ağaçları da ara sıra göz ucumla bazen dokunarak ihmal etmemeye çalışsam da o ağaçla farklı bir bağ var sanki..
Hatta bazen programıma odaklı atlayıp geçsem inanır mısınız zınk diye durup geri dönüp ufak bi mola veriyorum yanında :) programımdaki karışıklık sanki o an dengeleniyor ve gün daha rahat geçiyor :) kendim kodladım muhtemelen hani kara kedi uğursuzluk inancının oluşması gibi :)))))
Konunun uzmanı değilim sadece deneyimimi paylaşmak istedim..Ağaçlar ve ruhları durağan görünmelerine karşılık güçlerini hissedebiliyor ve çok saygı duyuyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder