Ve bazen yolculukta öyle bir hikâye dinlersiniz ki hayata bakışınız değişir;
Neredeyse 23 yıl önce, iki yaşındaki kızımla, otobüsle şehir dışına annemi ziyarete gidiyorduk. Tek kişilik bileti zor bulmuştuk ve yol kısa, kızım da küçük diye, birkaç saat kucağımda gidebildik. Yanımıza bir hanımefendi oturdu, kızıma gülümsedi. Yolculuk malum, sohbet başladı.
Hanımefendi çok tanınmış büyük bir mağazanın eski müdiresi çıktı. Bir kızı varmış. Tesadüf çok yakın okumuşuz birbirimize, sonra ben okulu bırakıp iş hayatına devam ederken onun kızı bursla yurt dışına çıkmış.
Hatırlarsan diye devam etti, okulda bir not defterini sobaya atmışlar ve tüm sınıf sorguya çekildiği halde hiç biri kimin yaptığını söylememiş. Sınıfça sınıfta bırakıldılardı… Elbette hatırlıyordum, hatta bizim okul kaloriferliydi onların ki sobalı diye iyi ki o okula gitmemişim diye düşündüğümü dahi hatırlıyordum…
Kızı haksız yere sınıfta bırakılması ve disiplin cezası sebebiyle az daha yurt dışı bursundan oluyormuş. Neyse ki gideceği yüksek okul olayların detaylarına vakıf olduğundan bursunu yakmamış… Okul yakmamış ta, kızı o üzüntüyle hastalanmış… Yurt dışına çıkışının akabinde, okuldan aranmışlar, anne baba telaş içinde hastaneye koşmuşlar… Kızları onları hatırlamıyormuş… Evet zamanla bazen hatırlar olmuş, hafızası gidip geliyormuş. Ne yazık ki kızım düzelmeyecek… Keşke o da okumasaydı da, böyle tatlı bir çocuğuyla kucağında beni ziyarete gelseydi, anneciğine varınca bu dediklerimi anlat olur mu diye sözlerini bitirdi.
Kızım şu an yüksek lisansını bitirmek üzere ve bir zaman acemiliğimizle öğretmenlerin dediğini yapacağız derken, kontrolcü ve zorlayıcı ebeveynler olmamızı maalesef deneyimledi, bu yüzden çok pişmanım. Oğlumsa bu yıl üniversite sınavlarına girdi. Gerçekten onun için hayırlı olan olsun diye dua ettim. Çalışsın diye ısrar etmedim, çünkü eninde sonunda olması gereken olur bunu biliyorum. Hep unuttuğumuz bir şeyi hatırlatmak istedim, biz evlatlarımızı yarış atı yapmayı kabul etmezsek, şimdikinden daha düzgün bir sistem illa ki oluşacak.
Evlatlarımıza ne olmak istiyorsun diye sorulduğunda insan olmak istiyorum desinler bırakın meslek söylemesinler… Bir dolu mezun kendi mesleklerini yapmak yerine başka işlere yönelmiyor mu? Ya iş bulamadıklarından ya da seçmek istedikleri alana yöneldiklerinden… hep ne denir aman bir yüksekokul bitir de, neme lazım… Diplomadır bulunsun… İyi de kişi kendini geliştirmek için sürekli okuyabilir, hatta öyle ki belki ders kitaplarıyla sınırlı kalmaktan ötesine de ulaşabilir. Elbette toplumca, belli standartlar bizlerin hayatlarını daha kolay hale getirmek içindir. İyi de zor yolu seçenin de kendi tekâmülü olduğunu hatırlarsanız. Olana şükrederseniz. Hem kendiniz hem de evlatlarınız için hayatı kolaylaştırmış olursunuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder