7 Ocak 2016 Perşembe

Kemal Haluk Cebe ile Hakikate Doğru…http://www.istanbulgundemi.net/kose-yazilari/hakikate-dogru-35.html

Şimdiye dek katıldığım eğitimlerde birer ikişer günde konuyu öğrenir devamında kendimizle baş başa kalırdık. Hocalarımız hep çok değerli öğretiler aktaran saygı değer insanlardı. Hepsine müteşekkirim. Sayın Kemal Haluk Cebe hocamızla, on iki pazar sabah 09.30 ile akşam 17.30 arası süren, İ.K. Pranik Şifa ve Biyoenerji çalışmalarımızı tamamladık.  Biraz daha fazlasını bulma ümidiyle, benim gibi arayışta bir dolu insanı bir araya topladı hocamız. Dile kolay seksen sekiz kişi, on iki hafta Pazar gününü sabahtan akşama bir arada çalışarak, molalarda birbirimizi tanıyarak geçirdik.
Şu an on iki değil yüz yirmi hafta olsa yine elimden geldiği ölçüde tekrar tekrar katılmak isterim.
Yetişkin yaşlarda olan grup, sınıf olduk, çocuklaştık. Dersi kaynatmak amaçlı olmasa da, kendimizi iş ve yakın çevremiz dışında ifade edebilme şansı bulduk. Üstelik pek çok kişiyle konuşmayı aklımızdan geçirmeyeceğimiz konularımızı bile paylaştık. Kâh gerildik kâh birbirimize sataştık. Nasıl bir ihtiyacı giderdi hocamız bu on iki pazar gününde?… Bize baba oldu, hoca oldu, koç oldu… Dile kolay her hafta farklı bir dolu çalışma içindeyiz çoğumuz zaten farklı kanallardan benzer eğitimleri almışken yine de öğretileri birbiriyle iç içe kullanabilme yetisi geliştirdik. Neler sığdırdık bu on iki Pazar gününe neler; çigong, taichiden tutun da semazen gibi dönmeye dek, yoga hareketlerinden namaz hareketlerine dek mantığını anlamlandırarak,  sufi nefesiyle başlayıp enerjimizi yükselten genç,yaşlı herkesin rahatlıkla yapacağı küçük egzersizlerle eklemlerimizin hareketliliğini arttırdık, dinçleştik. Aramızda ev hanımları, emekliler dahil bir çok değişik meslek grubundan katılımcılar vardı. Yani yaşım geçti, benim sağlık sorunum var, mesleğimle bağdaşmıyor gibi kalıplardan sıyrılıp, 2016 ekim  eğitimlerine şimdiden isimlerinizi yazdırıp sıraya girin ki sonradan yer kalmadı denmesin.
Aldığımız eğitime şevkle başladık. whatsapp grupları, facebook sayfaları kurduk. Kimilerimiz anılarımızı, sağ olsun kare kare resimlere aktardılar.
Bilgi evrenseldir. Türlü kitaplardan bilgiye ulaşırsınız. Kitaplar ne kadar uygulamaya yönelik yazılmış olsalar da sonuçta teoriktir. Kendi kendinize varabileceğiniz bir nokta vardır hem onaylanma hem de daha emin olma ihtiyacı hissedersiniz.  O nokta da sizden önde üstatlar, ustalar ararsınız. İçinizde bir dereceye kadar çözdüğünüz kaos un tozunu toprağını da temizlemek istersiniz. Kendi kendine yol meşakkatlidir, insan ömrü kısıtlı dolayısıyla hocalar tekâmülümüz için bize yolu gösterirler. Bilginizi karşılıklı konuşabileceğiniz benzer ilgi alanlarında kişilerin bir araya gelmesi gerçekten muhteşem bir şeydir. Size ayna olan değişik hallerinizi anımsatan tutumlar içinde konuya mesleki yakınlığı olmayan sırf merakından olanları görünce yargılamayı bıraktığınızı söyleyerek kandırdığınız iç benliğiniz uyanır, farkındalığınız artar. Biliyorum sandıklarınızı ne denli yüzeysel geçiştirdiğinizi gözlemlerseniz, o sırada siz dönüşürken çevrenizdeki her şey yeniden şekillenmeye başlar.
Eğitimlerde her dersimizde işlediğimiz konular, seneyle üzerinde çalışmalık. Bizlere belletilenden öteye gidip kendimizi bulma yolculuğundayız.
Herkese çağrı yapmak istiyorum. Herkesin böyle bir revizyondan geçmeye ihtiyacı var. Herkesin kendine ve yakınlarına olsun çalışabilecek kadar pranik şifa ve biyoenerji öğrenmesinde fayda var. Biz bütüncül ( holistic) destek terapi sistemlerini özümseyerek insanlara yardımcı olmaya çalışan meslek gruplarındaki arkadaşlar kadar yoğun bilgilenmeniz gerekli değilse de, en azından kendiniz için faydalı olanı ayırt edebilme potansiyelinizi yükseltebilirsiniz.
Genelde böyle çalışmalar aşırı rakamlarla verilirken, hocamız masrafları ancak karşılayacak cüzi ücretlendirmeyle, kimseyi zora sokmadan bu kadar bilgi aktarımını niye yapıyor merak edebilirsiniz. Kanaatimce toplumumuz saygı, sevgi ve hoşgörüyü unutup, koşturan, hızlı tüketen bir topluma dönüştürüldü ve bizler de kolaylık sağlayan her şeyin zamanla bizi getireceği noktaları hesaplamadan kabullendik. Şimdi evlatlarımızı, ailelerimizi yeniden eski usul akşam yemeğinde sofrada sohbetlerin yapıldığı, karşılıklı saygı içinde fikirlerin tartışılabilindiği hale döndürebilmek için hepimiz elimizden her ne geliyorsa yapmalıyız.

Kızım on yaşındayken alışverişten dönüyoruz. Kızımla aynı yaşlarda yabancı bir çocuk ağacın yapraklarını, çiçeklerini koparıp yere atıyor,  yapmaması için seslendim. Kızım niye yabancı birine karışıyorsun diye sordu… Çocuğu tanımıyor olabilirim, ağaç hepimizin sahip çıkmamız gereken sayesinde rahat nefes aldığımız gölgesinde serinlediğimiz, kuşlara yuva olan, yazacağımız kağıt olan değerli bir canlı. Ve hepimiz diğer tüm canlılar için sorumluluk duyarak yaşayabildiğimiz oranda dünya daha güzel yaşanır bir yere döner dedim. Filmlerde ağaçlara isimlerini kazıyanları örnek almak yerine tüm farklılıklara rağmen neleri daha güzelleştirebilirize odaklanmalıyız. ‘Yanlışı gören ve önlemek için bir şey yapmayan, yanlışı yapan kadar suçludur’ der bir kızılderili atasözü…  Ben de diyorum ki; doğruyu gören ve çoğaltmak için bir şeyler yapanların kadrini bilelim. Çocuklarınızı böyle güzel bir çalışmaya katılmaya yönlendirin, yalnız göndermekle kalmayın, yanında sizler de katılın. Hem ailece değişik bir Pazar geçirecek hem de bu çalışmaların müdavimi olacaksınız.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder