şimdi bu sitem dolu soruları ortadan kaldırmak için; efendim ailelerimizi dünyaya gelmeden yeni deneyimler edinmek adına kendimiz seçiyormuşuz..
hayat boyu hep bir şeylere inandırıldık...sonra kimisini kabullenirken kimisini kabullenemedik...
tüm bilimsel ve dini açıklamaların ötesinde esas gerçek... tabii her insanın gerçeği de kendine özel kanımca...
o yüzden her düşündüğümle gerçekleştirdiğim bana özel ve kimse kendi üstüne alınmamalı...
tahminimce pek te istekli değildim dünyaya gelişimde...eh zaten o dönemlerde aileler daha isteyerek,planlayarak çocuk sahibi olmuyorlardı sanırım...yani kazara döllenmiş bir yumurtadan ibaretim :)
Benim 24 üne girmekte olan kızıma bakarak annemi ve kendimi kıyaslamaya gayretim de pek komik doğrusu...
17 sinde hamile kalıp 18 inde anne olan bir kadın...henüz kadınlık nemenem öğrenmemişken ...kadınlığını hakkıyla deneyimleme kaç kadına nasip olmuştur ki ? Allahtan,mucizevi şekilde hatta güdüsel olarak anaç yana sahipliğimiz var da, anne olunca, kendini tanıma fırsatı bulamamışken dahi, çocuklarımıza anne olmaya çabalarız, genellikle olan budur..Kendi dişiliğini irdelemek daha ekonomik ve kültürel üst düzey kadınların işidir...Gerçi şimdiye dek gözlemlediğim kadarıyla, bir çok hemcinsim kendine dahi itiraf edemedikleri,içsel küskünlüklerini gizleye biriktire, bir takım fiziksel ve psikolojik rahatsızlıklar edinmişlerdir..Ne de olsa toplum sağlık sorunlarına daha kabullenilir bakmaktadır..
Anneler Günüyle alakasız gibi görünen bu dağınık fikirlerim,tamamen özde yatan nedeni irdelemeye yöneliktir..
Aileler içindeki gelgitler arasında kaybolmuşluklardan evleneyim ben daha iyi bir eş veya daha iyi bir anne olayımlarla bodoslama dalınan ve duvarlara toslanıp,karşılarındakileri suçlayarak kendilerini temize çıkarmaya çalışanlara ithafen...
Şimdilerde pek moda olduğu üzere içe dönüş ve çocukluğundan itibaren olanları affederek,özgürleşme kendi öz benliğine kavuşma çalışmalarından herkesin algısı nereye varmaktadır ?
Amaçlanan kendi başına tam hissetmek ve kimseye gereksinmeden mutlu kalabilmeyi başarmak ve herhangi bir sebeple başkalarının olumsuz etkilemesine maruz kalmamaktır...
Kıymetli kadim büyüklerimizden, bir zamanlar dalga geçtiğimiz atasözlerinden,her devre imzasını atabilmiş yazar, ressam, mimar, şair,devlet adamlarından nice kıymetli deyişler bu günümüze ulaşmıştır..Algımızdaki seçicilikle denilenleri, işimize geldiği gibi yorumlamışızdır.
Niçin anne ? Koşulsuz olması gereken anne sevgisini niçin bir takım koşullar arasına sıkışık verir ?
yemeğini bitirmezsen...dersini çalışmazsan..odanı toplamazsan..öğrettiklerini uygulamazsan.. daha az sevilecek daha az kabullenilecek hissi oldukça inciticidir..
hata yaparak büyür çocuklar..hatalarla olgunlaşır insanlar..aslında hata yoktur dener ve size uymadığını farkedersiniz..
belki de tecrübeleriyle,sizin zaman kaybetmenizi önlemek istiyorlardır..Siz yine de yanlış yapmanın suçluluğundan sıyrılamazsınız ve içten içe kendinize öfkelenir ve karşınızdakine kin duyarsınız..
Nasıl bir ironi en çok sevdiğiniz kişiye kin duymak!..sonra da kin duyduğunuz için de suçluluk hissetmek..
Dürüst olun kaç kez keşke ölse de kurtulsam demişsinizdir :)devamında o his yerini ben ne kötü çocuğum annemin ölümünü diledim allahım tövbe effet sözcüklerine sığınmışsınızdır..
Sonra zaman geçer, büyürsünüz, genç kızlık,kadınlık,annelik deneyimlemeleri arası içiniz sızlar,annenizin koşullarını düşünür ve bulunduğu hallerde sizin için en iyi ve en doğru olduğunu yapmaya gayret ettiğini varsayarsınız çünkü artık kendi yalanınızı yaşıyorsunuzdur..
Bir arkadaşınızla iki keyifli zaman geçirmenizin önünde engel çocuğunuz, eşinizle özgür iletişiminiz arasında çocuğunuz,kariyer gelişiminiz önünde çocuğunuz,ekonomik, gelecek kaygıları, ideal anne modeli olma çabalarınızın beyhude olduğunu gözlemlemek,en iyi eğitimi verme gayreti, hobileri olsun da sağa sola yanlışlara sapmasın,komşu çocuğunu bilmemne kursuna yazdırdı benim çocuğum ezik kalmasınlar...
Ne kaçıyor biliyor musunuz ? Hepsi boş sadece toplum dayatmaları tabii hatırlayın kendi kanımca..
salt sevgi, karşılık beklemeyen kucaklaşmalar,kokusunu içinize çekebilme keyfi,...
sevgili anneciğim, sana dönem dönem çok ama çok kızdım.herkesin annesi ev kadınıyken sen çalışıyordun..Yumuşacık sarmalamaların yerine akşam geldiğinde yemek veya ev işleri yetiştirme telaşın vardı.. Kaç kez keşke ölsem de annem daha az yorulsa diye düşündüm..Bir de ben yapamayınca kızdığın ödev hazırlamalar,ders çalıştırmaların vardı..
sevgili annem,sana öyle derin bir sevgi duyuyorum ki hala sana baktıkça içim acıyor...yaşlanıyor olmanı üzülerek izliyorum..öyle yakın olabilecekken öyle uzağız ki..Haftada bi sana uğradığımda anne kız kucaklaşması geciştirilen, siyasi sohbetlerde heyecan duyduğunun yarısı kadar bana muhabbetin olmadığı veya olanı göstermeyi başaramadığın için çok üzgünüm..annem ben 50 yaşıma geldim ve hala minicik hissediyorum yanında sana sokulma ihtiyacım bitmedi hiç doyamadım..kalbim acıyor gözyaşlarım içime akıyor..
Sevgi ve şefkat özlemimle büyüyemediğimden belki kendim olmayı tamamlamakta güçlüklerdeyim..görüyor musun aslında seni suçlamıyorum da neden hislerimi dile getirdiğimde dahi kayıtsız kaldığını anlayamıyorum..Acaba bana baktığında babamı mı görüyorsun da bir yanınla beni severken diğer yanınla itiyorsun ?
Senin gerçekleştiremediklerini benim başarabileceğimi ümit ettin de ben kıyısına bile yaklaşamadım diye bana kızgınsın ?
Biliyorum ben senden başka biriyim senin devamın değilim tıpkı çocuklarımın benim devamım olmadığı gibi..
Bir şekilde bir misyon üstlenmişiz ve sana bakınca hayal kırıklıklarını ve yorgunluklarını görmek beni öyle üzüyor ve öyle çaresiz hissediyorum ki..çoğu zaman seni görmeye dayanamıyorum..
beni kollamayan benden yana olmayan hatta çoğunlukla yargılayıcı bana karşı duran bir anne sahibi olarak ben kendi çocuklarıma daha iyisini sunabildiğimden pek te emin değilim..
halbuki senden daha iyi bir anne olmayı hedeflemiştim :)
senin beni benim seni sevdiğimden daha çok sevdiğine eminim.Sadece kendi annenden bulduğundan daha iyisini yapmaya çalıştın :) tıpkı ben gibi :) ilerde kızım anne olursa, benden daha iyisini yapmaya çalışacağı gibi :)
bana kendince fazlasıyla fedakarlık (feda + kâr) dışında özveriyle, hala bile anne olma gayretin için sana çok teşekkür ediyorum..biliyorum işini hiç kolaylaştırmadım :) Senin kadar iyi bir okur yazar dahi olamadım..Senin kadar dirençli de olamadım..benimle gurur duyman için senin normlarında biri olamadığım için senden özür diliyorum..beni affet.bana emeklerin için sonsuz şükran duyuyorum..birlikte entellektüel paylaşımlar yapma özlemine kayıtsız kaldığımı kendime odaklı yaşadığımı biliyorum..bunu kendime borçluyum..sen de keşke biraz kendin için bir şeyler yapsan ve yüzün biraz ışısa bunu senin için başaramam..Kimse bir diğeri yoluyla kendini ışıldatamaz..Ancak sen ışık olursan başka bir ışıkla aydınlığı çoğaltma şansın olur.Haddimin üstünde ahkam kestim bilirsin sözümü esirgememeyi de senden öğrendim :) bana çok şey öğrettin oldukların ve olamadıklarınla seni çok çok seviyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder