Sevgili Okurlarım ;
Ben bir kız ve bir erkek çocuk annesiyim. Her ikisini de,rabbimin izni ve kendi isteğimle dünyaya getirdim..Biliyorum asla benim onları sevdiğim gibi sevip özlemeyecekler,ben de kendi annemi çocuklarımı sevdiğim gibi ne sevdim ne özledim.
Bağlı olmak bağımlı olmaktan ayrıdır.Her birey önce kendi için var olabilmeli ki başkaları için gerektiğinde özverili olabilsin. Fedakârlıkta beklenti vardır özveri sizin içinizden gelir.
Şimdi herkesin can sıkıcı bir dolu olay üzerine yazıp çizdiği, konuştuğu,sokaklara taştığı bir dönemde ben niye çiçeklerden,böceklerden bahseder bir moddayım ?
Üstelik bugün bir de deprem yaşandı ve bir çok insanın gerçekten korku dolu olduğunu gördüm.
Yaşamın bize ne getireceğini bilerek yaşamaya çalışsak ta sürekli sürprizler oluyor..ve çoğu sürpriz de ne yazık ki sevindirici olmaktan çok uzak.
Peki ah vah dedikçe ne kazanıyoruz ?!.. Bardağın boş yanını görmezden gelemeyiz ancak dolu kısmı için şükredebiliriz.
Kızım bu cumartesi hayırlısıyla kep töreni ve mezuniyetle psikologlarımızdan birisi oluyor.Üstelik hem sosyal bilimler(açıköğretimden) ve sağlık yönetimi(çift anadal) yaparak hem de lise 1'den itibaren çalışma hayatını deneyimleyerek bu noktaya geldi.Dilerim bir dolu başarılı ve mutlu hissedeceği bir geleceği olsun.
Ben pek çocuklarıyla gurur duymayı becerebilen bir anne olamadım.Her başarılarında, onlara ardından bir çok hayal kırıklığı yaşayabilecekleri bir an olabileceğini hatırlattım.
Fikrimce başbakan olmakla çöpçü olmanın bir farkı yoktur.İnsan olduğu için herkes saygıyı hak eder.daha fazlasını hak etmesi ise,üzerine kattıklarıyladır.Hayata bakış açısı,tutumları,zorluklarla başa çıkma azmi ve en önemlisi ne yaparlarsa,ne olurlarsa yüreklerinin sesini dinlemeleri ve mutlu hissetmelerini diledim.
Hayattan öğrendiğim iç sesime kulak verdiğim sürece,olumsuzluklara rağmen mutlak bir çözüm üretebiliriz. Her çözüm üretebilmemizle birlikte hem güçleniriz hem de anlarız ki hayat toz pembe değildir.
Esas zenginlik kavramı hayatımızın hakkını vermek,kendimizi geliştirmek için öğrenmekten vazgeçmemek, yaşamın içinde olmak, diğer insanlardan bizden az eğitimli de olsalar öğreneceğimiz birşeyler olduğuna göre iletişimi sürdürmek ve kimseyi kesinlikle küçümsememek.
Düz kızımı izledim,mendil satıcısı bir amcanın hatırını sorarken, o insan sokaklarda yaşıyordu ve kızım hatırını sorarken gözleri ışıldayarak kendini anlatmaya koyuldu,kızım ise sanki arkadaşını dinliyormuşçasına ona en az 5 dakikasını ayırdıktan sonra şimdi müsadenle gitmemiz lazım diyerek vedalaştı.
Gençlğimi anımsadım,ben de benzer biçimlerde, apartman görevlimizle,bakkalımızla,kasabımızla sohbetler ederken çevremde ailem veya arkadaşlarım tarafından,onları kaale alıyorum diye tuhaf karşılanır hatta sıkı eleştirilirdim.
İşte benim kızım dedim içimden helal olsun.üstelik adam tlf.numarasını isteyince olmaz demedi tabii diyerek verdi hemen..açıkçası ben olsam bunu yapmaya çekinirdim.Aldığı dersleri özümsemek ve kendine dürüst olmak ve başkalarının ne düşüneceğini umursamadan doğru bildiğini yapmak böyle bir güç istiyor.
Elbette onun da motivasyonunun düştüğü anlar oluyor,farkındalık ve zihinsel gelişim çabasıyla,düşüncelerini,duygularını olumluya ilerletme çabasına hayranım.
Bir dolu kişisel gelişim kitabı okumuşluğum,aldığım şifa teknikleri eğitimleri sayesinde ben de yargısız izleyen olma yolunda ilerlesem de,zamanında ne denli asi olsam da toplumun sindirilmişliği içinde sıkışmışlığımdan kızımla kıyaslanamayacak ölçüde gerilerdeyim.
Hatta minibüste benimle yakın yaşlarda bir hanıma yer vererek oturan gençleri utandırma girişiminde bulunmamı olukça komik bulduğunda,gençler yorgunsunuz ama henüz bizlerin yaşında nasıl yorgun olunur bilmiyorsunuz dememle dalga geçti sen gençlerin şimdilerde nasıl yorulduğunu anlayamıyorsun diyerek :)
Bu kuşakların bakış açılarındaki farklılık dahi bir zenginlik..
İşte farklılıklarımızla, renk harmonisiyle yaşamamız mümkün.Sevgi ve saygıyla, o an başarılı görünmeyen insan ve bizimle hemfikir olmayan hatta tamamen karşı görüşte olanımızla dahi olaylara yaklaşımımızla daha olumlu veya daha olumsuza yönlenmemiz mümkün..Tartışmaları,anlaşmazlıkları kendimizi haklı çıkarmak uğruma değil birbirimizi geliştirmek adına yapabilmek ve farklılıklara rağmen bir arada yaşayabilmek önemli olan bu tüm toplum için ihtiyacımız olan bir hal ve işte bu da zenginlik.
Korkular yerine cesareti beslemek, doğa olayları veya kazalar,ölümler karşısında acizliğimizi anımsadığımız gibi hep hatırlayıp birbirimizi farklı düşünsek ve hissetsek te, incitmeden yaşayabildiğimiz bir hayata ....zenginliklerin bol olduğu bir hayata..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder