Henüz tanışmamıştık,bir gece gözlerimi kapadığımda seni gördüm,aman yarabbim,kim bu diye gözlerimi açtığımı ve kafayı yiyorum herhalde deyip fazla önemsememeye çalıştığımı anlatmış mıydım?
Sonra bir ortamda resmine denk geldiğimde,yok artık diye içimde patlayan havai fişeklerden söz ettimse de eminim gülüp geçmişsindir..
İnanılmaz, çocuk masalı gibi göründüğünün farkındayım.Başkası anlatsa ben de güler, abartının bu kadarına pes doğrusu derdim.
Bunlar seni tanımadan öncesi..Zaten senin benimle ilgilenmen mucizevi bir heyecan bir sevinç..
Senin insanları bilgilerin, tecrüben,yeteneklerinle ve sevimli yakışıklılığınla büyülediğini zaten pekala biliyorsun.Bir zamanlar beyaz dizi diye bir aşk hikayeleri serisi vardı.çok okumuşluğum yok ancak, içimde coşan hisler işte o hikayelerde vardı. Hoşlanma,beğeni,heyecan,tutku,coşku,erotizm ve bunları yutkunup,unutmak gerekir.Çevrende öyle çok hem güzel hem zeki hem de kariyer sahibi insanlar varken benimle ilgilenmeni düşlemeye dahi korkarım..derken..Merak ediyorum niye ben ? Kendi halimde yaşayıp,haddimi bilip,hayallerimi dahi süslemene kapılmamaya çalışmamış mıydım? Sen neler hissettin? Ne zaman fark ettin benim sana meyilimi? Ben niye seni tanımaya çalışmadan kapılıverdim? Nedir seni görünce gözlerimi ışıldatan,ağzımı kulaklarıma vardırtan kocaman gülümsememe sebep olan?
İçindeki acıyı hissediyorum ve sıkışmışlığı, öyle güzel gönüllü oluşunu ve içindeki şeytanı..Bunca zaman sonra her birinizi ayrı ayrı sevdiğimi söylediğimde artık inanırsın bana değil mi ?
Bilirsin ilgisiz kaldığın kaybolur..Niçin bana kâh unutmuşsun gibi yapıp sonra da aslında hep hatırladığını belli ediyorsun. Hani onca işinin arasında eminim aklına bile gelmem dediğimde,içimde bir çocuk kesinlikle aklındasın hatta gönlündesin sadece yanında değilsin diye bağırıyor.Peki niçin birlikte değiliz?
Septik,paranoid,şizoid daha aklıma gelmeyen bir dolu sıfat daha sahibiyim de haberim mi yok? İnsanların kendi gibi olmayan,farklı olanlara bir takım depresif hastalık isimleri kondurmalarıyla eğlenmişimdir hep..Sanırsınız ki, normal olduklarını varsayanlar hiç depresyona girmezler :))
Özel günlerde,eskiden nasıl heveslenirdim,güzel bir gün olacak diye uyanır ve hüsranla biterlerdi..Şimdi bayram,yeni yıl hatta yaş günü kutlamaları dahi,içimde geçmiş kırgınlıklardan olsa gerek,ürkeğim,hala bir yanımla güzel ve özel olmasını dilerken bir yanım... İçim öyle cümbüşler arzularken,düşünüp,özendiğim,değer verdiğim harcanılmışlıklar çöker üzerime saklanamam..
İzin verildiği kadar hissetmeyi başarabilen var mı bilmem..Benim içimde çağlayanlar gürül gürül..
Okuyan dostlar lütfen,hemen karakterleri kategorize etmeyin,bırakın oldukları gibi kalsınlar..
içinizden dünyaları bahşetmek gelir de,bütçenize espri anlayışınızı ekleyip,bir de karşınızdakinin beklemeyeceği yine de sevineceği bir şeyler yapmak istersiniz..Bu her neyse, sizi daha çok sevmesine vesile olmayacaktır bilirsiniz,yine de yaptığınız içinize siner ve karşınızdaki de biraz olsun memnun olursa,dünyalar sizin olur..Gayrı ölüm yok gibi..
Aşkın tuhaf halleri..Gelmeyeceği besbelliyken,sürpriz yapıp çıkagelir mi diye bekler,bekler gözyaşları arasında,uyuyakalırsınız..Açıkçası bu duyguları yaşayabilmek müthiş güzel,hala hissedebiliyorum..Elbet karşılıklı,doruklarda,musmutlu,kucak kucağa,kuş cıvıltıları ile beraber ömür diliyorum haddim mi değil mi umursamaksızın..Dostlar yaşamak bu..
Elbette günlük görevler arasında aklımdan tamamen çıktığı anlar da oluyor.Açıkçası o anlardan bir an önce eve dönüp,duygularımla baş başa tadına varmayı iple çekiyorum..
Farkında mısınız? Sevgili figüran gibi,siz sahneliyorsunuz o da oynuyor sanki..Aslında başrolü paylaşmakken dileğim,niyetim.. yokluğunda figürana dönüşüyor..Haydi aşk konusunda üstad olanlar burada söyleyin yoksa ben gerçek aşkı bulamamışım da mış gibi mi yapıyorum?
İtiraf; birini gerçekten sevmek,uzaktayken takıntıya dönüşmemesi,soğuktan donanı buzla ovmakla geçmiyor.Sizi kendince seviyordur belki tıpkı sizin onu kendinizce sevdiğiniz gibi?
Gerçek;hayatta tüm sevdiklerinizi kaybedebilirsiniz ve çok üzülürsünüz de ancak hayat devam eder.hayatınızı nasıl devam ettireceğiniz ise,o sevgilere takılıp kendiniz için yapabileceklerinizden vazgeçmediğiniz ölçülere göre belirlenir.
Biz hanımlar,sevdiklerimiz için her şeyden vazgeçmeye hazırızdır sonrasında,yıllar geçmiş ve biz o yıllardan eli boş çıkmışızdır.Gerçi şimdiki nesil biraz akıllanıyor sanki :))
Bu nasıl bir yazı burada seven sen misin bir başkasını mı yazmışsın diye garipseyebileceğinizin farkındayım.
Ben,sen,o hepimiz için,sadece alışılagelmiş sevgiler ararsanız mutlu olmak biraz zorlaşır,insanlar kendi hayatlarını yaşamalılar ve sevgi oralarda bir yerde rastlanılırsa ne alâ,yoksa sevgi için hedeflerinizden sapmayın.Sevginin zaten içinizde büyümesinin keyfini çıkarın,nasılsa büyüdükçe içinize sığamayacak,taştığında da ulaşacağı yeri bilecektir.
Ben elimden gelenin fazlasını yaptım ve bitti mi ? Hayır.. Gönlüme dur diyemiyorum içimi coşturan kendi zihnimde inancımla niyetimle oluşturduğum duygularım.Nasıl kendi var ettiğimi yok edebilirim ki ? Nasıl başka birinin yok etmesine izin verebilirim ki ? O sen olsan dahi buna iznin yok.Duygularım değerli sana rağmen sana hissettiklerim...Sadece benim,senin bizi yaratabilmemiz mümkün..Bizdeki zenginliği yaşayabilmek için..Kayan yıldızlara bakıp dilekler tutmak,kırlarda papatyalardan taçlar örmek,ah kalbim vallahi sen delisin diye şarkılar söyleyip seke zıplaya yeni yetmeler gibi çağlamak..coşmak mümkün mü? Daha zamanım var mı ? Satır kaldı mı ? henüz başlamamışken bitişleri isteyen kim ?..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder