14 Temmuz 2014 Pazartesi

kimin onayını almak için neye ne kadar izin verdiniz? peki ya sonuç?

Önce cızz yapma diyenlerin sizi alkışlaması için mi çabaladınız ?
Sonra alkışlanmadığınızı farkedip çevrenizde en azından ilgi uyandırmmak için tepkilerini çekecek davranışlara mı yöneldiniz?
Başınızın okşanmasını dilediğinizde gözleriniz dolu dolu mu oluyor? Kendiniz okşamadığınızda bir sevdiğiniz tarafından okşanmanın yerini doldurmuyor mu?
Ebeveynler,eşler,çocuklar hatta patronlarınız,komşular,arkadaş sandıklarınız ..Sahi siz kimin için yaşadınız? Hala kimler için yaşıyorsunuz?
Saçlarınızı süpürge etmeleriniz sizlere ne kazandırdı? Ne zaman kendiniz için yaşamayı düşünüyorsunuz? Kendinizi hiç derinlemesine irdelediniz mi? Yoksa bundan kaçmak için sürekli mazeretler mi üretiyorsunuz?
Duygularınızı size karşı silah olarak mı kullanıyorlar? Buna da mı izin veriyorsunuz? Hayat ne zaman herkesin sadece kendi için yaşadığı bir hale döndü?
Başkalarını suçlamak kolaya kaçmaktan öte ne ola ki? Siz oldukça ve o başkalarına izin verdikçe sizden beslenebilirler..Sonra kendinizi tükenmiş ve kullanılmış hatta posası çıkarılmış bir kıyıya atılmış hissetmelerinizde yanınızda olup sizi siz yapan değerleri size geri bağışlayacaklarını mı sanıyorsunuz?
Evet..Dostlar böyle zamanlar için vardır :) Her kafadan size akıl vermeye çalışanlar sanki sizin aklınız çalışmıyor gibi öneriler çıkar..Sizi teskin etme gayretleri ile kendilerini sadece daha iyi hissetmeye çalışır ve kendi evlerine dönünce derin bir ohh çekerler..Ohh iyi ki ben bu olayları yaşamıyorum derken bir gün onlara da benzer haller çatar mı tedirginliklerini unutmak için kendi hayatlarına yoğunlaşır ve sizinle zamanla aralarına mesafe koyarlar..Bir zaman kimisi sizin üzüntülerinizde sizden yana görünür ve kendilerini daha güçlü görme ihtiyaçlarını giderirken kimileri de siz güçlendikçe çevrenizden uzaklaşırlar..
Gerçek dost size sadece kendinizsiniz.Siz tek başınıza doğar bir kalabalığın içinde yaşar ve tek başınıza ölürsünüz.
Arada gerçekten değerli bir kaç insanla yollarınız kesişebilmişse nadir şanslılardansınızdır veya o kişileri sizden daha fazla besleyen enerjiler peşinde olduklarından sizle temasları belli bir düzeyi geçmemiştir.
Kötümser bir tablo çizdiğimi düşündüyseniz bu sadece sizin algınızdır. Anlatma gayretinde olduğum her insana en iyi dost kendisidir ve her insan en büyük iyiliği de kötülüğü de yine kendi kendine yapar.
Muhabbet sofralarındaki rakı gibi içkilerle yanında sigarayla keyifli geçirildiği varsayılan zamanların faturası,sağlık sorunları yaşadığınızda yüzünüze tokat gibi iner.
Duygusal travmalarınızla beslenme bozukluklarınız da,ya aynada ya tahlil sonuçlarınızda size behey gafil kendine ne yaptın haydi bunun için de kimi suçlayacaksın bakalım diye sitemler eder.
Peki hayatımız hep güzel geçi,nice mutlu veya tatsızsa mutsuz hissetmelerimizi nasıl telafi edebiliriz?
Mutluluğu başkalarının üzerinden kendimize etiketliyorsak vay halimize..Çünkü bu,mutsuzluklarımız için de aynı yolu katettiğimiz anlamına gelir..
İnanıyorum ki her birimizin sevilme,kabul görme,onaylanma,alkışlanma,takdir edilme gibi açlıkları var.Bu açlıkları kendi başımıza giderebilmeyi de pek başarabildiğimiz söylenemez.Hep bir yandaş arıyoruz ve zaman ile mekan hatta ortak paylaşımlar söz konusu olduğu sürece birbirimizi bir nebze desteklediğimiz dahi söylenebilir.üstelik arkadaşlık,dostluk gibi anlamlandırmalara hemencecik inanma eğilimimiz de cabası..
Bizler vahşi ormanda yolunu kaybetmiş,hatta sürüden ayrılmış ve benzer sürüde kendimize yer edinme gayretinde gaflete düşmüş gibiyiz.
Kendim dahil her bireye diyeceği:
KENDİNİZİ İRDELEYİNİZ!
İRDELEDİKÇE HOŞLANMADIKLARINIZI HOŞLANACAKLARINIZLA DEĞİŞTİRMEYE ÇALIŞINIZ!
OLMUYORSA DA OLDUĞUNUZ KADARIYLA KENDİNİZİ KABUL EDİNİZ!
LÜTFEN KENDİNİZİ SEVİNİZ!
KENDİNİZİ SEVDİKÇE KENDİNİZİ BESLERSİNİZ!
KENDİNİZİ BESLEDİKÇE GÜÇLENİRSİNİZ!
GÜÇLENDİKÇE HERKES SİZİ SEVER!HERKES KABUL EDER!



























Hiç yorum yok:

Yorum Gönder