10 Temmuz 2015 Cuma

Keşkeler yerine iyikiler dolu bir ömrünüz olsun.

Yakınlarda hiçbir yaşlıyı, bir hastayı ziyaret ettiniz mi? Ziyaret ettiğiniz kişi, hiç olmamış babanız mıydı? Veya büyük anneniz? Hiç tanımadığınız ölen birinin ardından, en canınızı yitirmişsiniz gibi ağladığınız oldu mu? Onca yaş almışlığınıza rağmen, başı okşanmaya muhtaç bir çocuk hala içinizde yaşıyor mu?
İnsanlar istenilen bir doğumsa, doğana sevinir, ekonomik gücüne göre, bebeği ve lohusa anneyi kutlamaya gelenlerle, karşılıklı armağanlar verilmesi adeti bile vardır.
İnsanlar ölene üzülür, ölen yaşına, sağlık durumundan dolayı çektiği ıstıraba rağmen yine de yitirilmişlikle ardında kalanlar, kolunu bacağını kaybetmiş gibi eksiklik hissinde kaybolurlar.
Doğana sevinebilen ve ölene üzülebilen olamayan bir grup insan vardır, doğum da ölüm de Allah’ın emri derler ve susarlar. Bizler belli bir sebeple birbirimizin hayatına değeriz. Rastgelelik söz konusu değildir.
Yeni tanıştığımız bazı kişileri, evvel ezel tanır bilir hissi kaplar içimizi… Çoğunlukla uzun süreli ahbaplıklarımıza bakarsak, aslında bambaşka fikirlerin insanları olmamıza rağmen, birbirimizi olduğumuz gibi sevip, onayladığımızı fark ederiz.
Çevremizde tahammül edemediğimiz ve yine de bir arada olmamız gerekenlerle kendimizi uzaktan gözlemlersek de aksine, sevip sevmememizle ilintisiz sadece onaylamadığımızı fark edebiliriz. Kendimizde onaylamadıklarımızın yansımaları da olabilirler.
Çevrenizdekileri gönül gözüyle mi zihninizle mi seçersiniz? Yoksa öylesine mi hayatınıza girdikleri fikrindesiniz?
Sevip sevmediğimiz, onaylayıp onaylamadığımıza bakmaksızın, her karşımıza çıkanla ya öğreneceğimiz bir ders, ya varacağımız bir yol vardır.
Ve o yol bir gün biter. O yoldaşlık biter. Paylaşımlar, yarım kalmış cümleler, bilahare yapılması artık söz konusu dahi olamayacakların ağırlığı üstümüze çöker.
Hani birine seni seviyorum demeyi düşünüyorsanız, o an bu andır. Birinin gönlünü alacaksanız, elini öpecekseniz, birinden özür dileyecekseniz, şimdi yapın. Sonra… Sonramız olmazsa… İçimizde ukde kalırsa…
Hiç ölmeyecekmiş gibi çalış yarın ölecekmiş gibi dua et derler. Evet çalışmak, bir işe yaramak hissi ve geçim için, dua da olana şükür ve ruhumuz için gerekense, canımız dediklerimize sevgimizi göstermemiz, sıkıca sarılmamız, iyi ki hayatıma girdin diyebilmemiz de, şimdimiz düne dönerken keşkelerde kalmamamızı sağlar.

Keşkeler yerine iyikiler dolu bir ömrünüz olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder