5 Temmuz 2015 Pazar

Neden Sevilmek İsteriz? 30 .06.2015 boluolay.com'da yayınlanan yazım

Neden sevilmek isteriz? Neden sevmekle yetinmeyiz? Gerçekten sevmeyi biliyor muyuz)Niçin beklentiye gireriz? Sadece birileri sevdiğinde, onayladığında, beğendiğinde mi kendimizi değerli hissediyoruz?
Sevdiğimizde, karşımızdakinin sevilmeyi dilediği gibi gösterebilmeyi neden denemeyiz?
Neden hep karşımızdakine yükleriz eksiklikleri? Fazlalıkları hatta? Ya sevmeyi bilmeyene ya da sevgisiyle boğana mı çatarız? Biz nasıl bakarsak dünyaya, dünyada bize öyle hizmet eder elbet J Sadece bizim bakışımızdaki, olaya ve insanına göre değişimlerle kararsızlık çekiyor besbelli. O an dilediğimiz, bir sonrakinde karşımıza çıkarken biz başka tarafa yönelmişizdir de tam o an geçmişte dilediğimizin önümüzde olduğunu fark edemeyiz…
Karmaşayı zihnimizde yaratıp, inanıyoruz. Güzel gideni geliştirmek korkutuyor ve sanki içimizdeki karanlık beslenmek için sorun çıkartmaya hazır bekliyor…
Gecenin gündüze, soğuğun sıcağa kardeşliğini anımsayıp dengeyi yakalamaktan ziyade, değerli hissettiklerimizi dahi, içimizdeki hırsa kurban ediyoruz.
Sonra mağdur psikolojisinden doğrulmak için, yeni tanıdıklarımızdan hıncımızı alıyoruz. Madem güçlü zayıfı yeniyor, o halde biz de güçlü olalım derken, özümüze ihanet ediyoruz.
Doğallıktan uzaklaştıkça, zihnin oyunları devreye girdikçe, saflığımızı yitirtiriz.
Çocuklarımızı yetiştirirken, sen doğru ve iyi olanı yap der, yanlışlarında kızar hatta cezalandırırız da,  kendi yanlışlarımıza devam ederken ikiyüzlü davrandığımızı kendimizin fark etmediğini onların gözlemleyerek büyüdüğünü düşünemeyiz.
Hatta yetmişlerine gelenlerimiz mangalda kül bırakmaz ahkam kesmeleri arasına, onların yaptıklarını seslendirdiğinizde öyle mazeretler üretirler ki, siz başka onlar başka bir gezegendendir sanki… Ve yaşananlar başka hayatlardan alıntılar, anımsamalar, yansımalardır. Algıda seçiciliğimiz, kendimizi ak görmek üzerinedir, diğer herkesi karalamak mubahtır…  Tabii böyle bir cümle kurun da itirazları sizin demagoji yaptığınızı, laf kalabalığıyla konuyu saptırdığınızı dinleyin J
Menopoz ve andropoz benzeri teşhis ve nitelendirmeleri ile gençlikte, hiç kendileri deneyimlemeyecekmiş gibi konuşurlar…
Aklın yolu birdir derler de bir yerlerde unutulanı anımsamakta fayda var… Hoşgörü ancak sizin karşınızdakilerle empati kurabilmenizle oluşur… Onun dışında zamanla geçmişte espri konusu yaptığınız için dahi, anımsadığınızda elbette anımsayabilirliğiniz kalmışsa, mahcubiyetiniz olacaktır.
Çoğunlukla haklı çıkmak, hata yapanı suçlamaya yönelik bir yetiştiriliş içine hapsolmuşuzdur. Hala tartışmalarda mutlak bir haklı bir haksız aramalarımız bu yüzdendir.
Sevgi olunca; ruh, zihin ve beden dengededir. Haklılık veya hatalarla ilgilenmezsiniz. Farklılık olarak algılar, hem fikir değilseniz dahi saygı duyarsınız. Önemli olan karşınızdaki hangi yaştan olursa olsun birey olarak değer vermenizdir. İlginç der, başınızı sallar ve gülümseyerek dinlersiniz. Ve kendi fikrinizi kabul ettirme gayretine girmez sadece fikriniz sorulmuşsa; istersen bir de şöyle bakmayı dene önerisinde bulunur, kendi yolunuza devam edersiniz.
Karşınızdakilerle zincirleme sorun büyüten veya çözüm üreten kişi olmayı seçmeniz sizin kendinize ve tüm evrene yaklaşımınızdır. Zaman size bakış ve yaklaşımınıza göre yanıt verir, şikayet ettikleriniz çoğalabilir de, hamd ettikleriniz de … Seçim tamamen sizin… Sevgiyle

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder