20 Haziran 2014 Cuma

tılsımları olsa...

Öyle ya!.. Ya da size öyle görünür!.. Başkalarına ne zaman kalkanları düşse en hafifindan yanılmış, kırılmıştır..
Hayata karşı kendi olmaktan ne zaman vazgeçmiştir ? Toplumda yer edinmek ötesi başkaları için başardıkları içindeki açlığı bastıracak mı ? Aslında her başarısıyla kendinden biraz daha uzaklaşmakta olduğunu farkedemiyor mu ? Kendine kurguladığı dünya koşturmacaları ile neleri unutma telaşında?
Hala insanlığın içinde var olmak, saygınlık kazanmak ve daha fazla kazanmakla içinde rüyalarında dahi olmasını istemeye korktukları..kayıplarını hangi kazançlar giderecek ?
Diğer insanların içini okuyabilirliği,onda hala acı yarattığı halde ..her yeni gün gülümseyen maskesiyle  dünyaya çıkarken silahlarını kuşanmış avcı edasındayken,onu da okuyabilenler olduğunda yanından uzaklaştırmak için türlü bahaneler yaratmıyor mu ?
Hayatı ne zaman bitecek ? Eminim zaten hayatı tükettiğine inanıyor..Eminim kendi tükenmişliğini gizleyerek çevreye helal olsun nasıl da başardı dedirtmek, onun da bir çoğumuz gibi için için dilediği..
An gelecek..Evet bir an gelecek kendini ve tüm yaptıklarını anlamsız bulacak tıpkı öncesinde deneyimlediğim gibi diye itiraf edecek ve bu sözü kim demişti diye hatırlamaya çalışacak..Sonra hatırlayamadığını unutmak için ne denli uğraştığı gelecek aklına!..
Piyanonun başına geçip,kendine bile itiraf edemediklerini,tuşlara akıtacak!..
Dışarıdan nasıl biri diye herkesi hayrete düşürecek..Nasıl ? Bu denli kısa bir ömre bu kadar başarı sığdırmış diye şaşacaklar..O ,dudağının kıvrımına saklı,hayatı tiye alan umursamaz havası içinde,anlaşılmaz bir gülümsemeyle oldu işte diyecek..daha anlamlı gelen bir şey olmadığına karar verince oldu!.
Sonra bir başka mekanda,başka bir maskeyle girecek insanların arasına,onu öyle uzaktan izliyor olacağım ki,varlığımdan haberi dahi olmayacak..acımasızca yerden yere vurduğu duygularımı anımsamayacak dahi..
Biliyorum hepsi bir şaka..Biz daha önce de bu yollardan geçtik..Birbirimizi her boyutta deneyimledik..Onu öylesine ulaşılmaz kılan yanı aslında duygularına teslim olur da kaybolur korkusundan başka bişi değil..
Belki de hatırlamadığım zamanlarımızın kırıntıları..
Yine de oyunun kurallarını koyan olmak doğasında var.
Tılsımları olsaydı..Hayatın akıp gitmesini yine izler miydi?..
Karşılaşana dek o da kimbilir neler yaşadı ? Neleri biriktirdi içinde ? Neleri aşabildiğini sandı ? 
Her ilerleyişi bir geri adım mı hayatımızın ? Anlam yüklememeli mi ? 
Devamı olmaz,geçici sözleri hayatın kendisiyken..
Elinde fırçası tuale bakakalmış bir ressam..Bazen yüreğinizdekini tuale aktaramazsınız da baştan resmetmekten cayarsınız..Onun ki yüreğindeki resim dışında her şeyi resmederek yüreğindekini unutmaya mı çalışmak ?
Bir marangoz !..Bir mimar!..Bizi inşa eden,kesip biçen,projelendiren ? tılsımları olsa .. bizi Yaradan niye her işimizi güllük gülistanlık etmez diye hayıflandığımızda gülü dikeniyle sevdiğimizi anımsasak..
Bir çiftçi!..sabahı pazarı olmadan gün ağırmadan tarlaya sabana gitmez mi ? Güneş kasıp kavururken yağmurlardan önce hasat için acele etmez mi ?tılsımları olsa..Kuşların cıvıltısından..böğürtlenin her gün nasıl gelişip güzelleştiğinden bihaber,hiç yorulmadan alınan hasat onu mutlu eder miydi ?
Rabbimizin bize verdiği her yokuş bir iniş bizi düze erdirmek için..bizi bize anlatmak için..bizi O'na vardırmak için.
Tılsımlarım olsa hayata hiç dokunmazdım yine de..Hayrıma olanın kıştan sonra baharın gelişinin tadına kıyamazdım..
Bir dansçı!..içinde çalan müzikle de dans edebilir illa duyması gerekmez..Ritm içine işlemiştir..Ayakları,bedeni ruhu akar..
Bir orkestra estrümanlarıyız,kimi zaman  yeniden akord edilmemiz gerekebiliyor..Maystro önünde saygıyla eğiliyorum!..Bize sunduğun hayatı deneyimlerken bizi gözettiğin ve öğrenirken desteklediğin için de teşekkür ederim.



Tılsımların olsa ya sen neler yapardın ? 











































Hiç yorum yok:

Yorum Gönder