Ömür bitene dek öğrenme sürer...
En iyi tanımamız gereken kendimiziz.
Kendimizde düzeltebildiklerimiz ölçüsünde çevremiz de kendini bir nebze düzeltebilmiş kişilerle dolar.
İçsel farkındalığımız ve algıdaki seçiciliğimizin ayırdında olmayı öğrenmek hiç bitmeyen sonu görünmeyen bir yoldur.
Şayet yaşadıklarımızdan ders aldık sanıp bir önceki deneyimimizi bir sonrakine taşırsak bu kez de farklı yoldan yanılsama yaşamamız mümkündür.
Yaşanmışlıkların izlerinden arınmadan yeni bir deneyime girmeden bir kez daha düşünmeliyiz.
Kendimizi ve içimizde biriktirdiklerimizi özgürleştirebildiğimiz ve şifalandırabildiğimiz oranda, kendi içimizde ve birlikteliklerimizde aradığımızı bulabiliriz.
Bu hem basit hem de epey zorlu bir yoldur. Egomuz kopmak istemezken iç sesimiz zaten kopuşun çoktan olduğunu fısıldar.
Derin bir nefes verip salıverdik sanırken bir anda,kendimizi tekrar tekrar aynı noktada buluveririz.
İşte ben de biraz zor öğreniyorum,okumak, bilmek ve danışanlara yol göstermeye çalışmak ve o sırada hala kendinin aydınlanmamışlığını farketmek gerçekten zorluyor.
Bir anda bir sihir bulutuna kapılıp kaybolmak istiyorum..kaçmak bana göre değil, iyi de 50 yaşıma gelene dek öğrendiğimi sandıklarımla aslında bir milim dahi yol katedememişliğim nasıl bir haldir ? Bir şeyi okuyup hatmetmiyordum kendi süzgecimden geçiriyor,özümseyebiliyorsam benimsiyordum hani ?
Dostlar bu can yakıcı bir gerçek.Yaşıyor,öğrendik sanıyorken tam,tamamen apayrı bir yöne doğru çekiliyor gibi oluyoruz. Nasıl bir içsel yolculuk bu,dışarıda gerçek dünya mı var yoksa içeride mi ?
İnzivaya çekilmek istiyorum,belki kimi öğrenciler gibi ben de sınıf atlayabilirim ? Merdivenleri ağır ağır çıkacaksın :)Ne yazık ki basamak göremiyorum artık !..Üstelik bir uçurum dahi yok atlayacak kıyısından..tam düzlükteyim hem , hem de ne sağımı ne solumu ne önümü ne de arkamı görebiliyorum!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder